Harun Yahya

Mısır’da durum ancak demokrasi ve modern bir İslam anlayışının benimsenmesiyle sakinleşir


Diktatörlükler ve askeri darbeler tarihin hiçbir döneminde insanlara fayda getirmemiştir. Kökeni ne olursa olsun bir darbe demokrasiyi öldürür; hiçbir şekilde bir gerekçesi ya da açıklaması olamaz; hiçbir şekilde kabul edilemez.  Seçimle başa gelmiş hükümetler her ne kadar galiz hatalar yapmış dahi olsalar, demokratik hukuk kuralları çerçevesinde, arabulucular ve ikili görüşmelerle medeni bir şekilde uyarı ve hatırlatmalar yapılmalıdır. Bu yüzden, hangi görüşten, ideolojiden ya da siyasi eğilimden olursa olsun, demokrasiye inanmış insanların Mısır'daki bu manzaraya demokratik yollarla tepkilerini göstermeleri, sessiz kalmamaları gereklidir. Aksi, dünya çapında demokrasiye karşı işlenmiş bir ihanet olur.

Böyle bir darbeye verilecek destek, diğer toplumlar için de kötü bir örnek teşkil edecek, bunun meydana getireceği zararlı sonuçlar ve etkileri büyük olasılıkla Batı ülkelerine de sıçrayacaktır. Fransa’da da darbe girişimi, Almanya’da şiddet dolu ayaklanma geçmişi ve ABD ve İngiltere’de sosyo-politik istikrarsızlıklar olduğu unutulmamalıdır.

Mısır'da, Cumhurbaşkanı Mursi'nin, hükümet ve parti üyelerinin tutuklanmaları ya da göz hapsinde tutulmalarının hiçbir hukuki ve meşru dayanağı yoktur. Keyfi olarak, sorgusuz ve gerekçesiz bir şekilde insanların özgürlüğünü elinden almanın hiçbir açıklaması yoktur. Bu kişiler bir an önce bırakılmalı ve bu, dünyanın tüm demokratik ülkeleri için kesin bir öncelik olmalıdır.

Mısır'daki mevcut durumun düzelmesi için seçimlerin en kısa sürede yapılmasına yönelik gerekli düzenlemelerin ve organizasyonların yapılması, mevcut demokrasi kesintisinin derhal onarılması hayatidir. Bu seçimlere halkın yaklaşık % 52'sini temsil eden İhvan partisinin de rahat ve güvenli biçimde hazırlanabilmesi sağlanmalıdır. Aksi bir uygulamada, halkın büyük çoğunluğunun kendilerini temsil yetkisi verdiği Mursi'nin yerine, halkın kanaatinin olmadığı bir kişinin tepeden inme göreve getirilmesi, hem o kişi hem de demokrasi için bir utanç vesilesi olacaktır. Ayrıca namaz kılan insanların üstüne ateş açılması, asla kabul edilemez, hiçbir gerekçeyle açıklanamayacak akıl almaz bir vahşettir. Eğer silah ve şiddetle yapılan bu müdaheleye aynı şekilde karşılık verilirse, Mısır bir anda çok tehlikeli bir yere dönüşebilir.

Gelinen şu noktada, Mısır'ın içinde bulunduğu açmazdan kurtulması için iki temel koşul ortaya çıkmaktadır. Birincisi buraya kadar söz ettiğimiz tutuklama ve hukuksuzluklara derhal son verilerek en hızlı biçimde demokratik seçimlere gidilmesidir. İkinci koşul ise Mısır toplumunun topyekun, halkıyla, idarecisiyle, yönetim anlayışıyla, sosyal yapısıyla bağnazlıktan kurtulmasıdır.

Yalnızca Mısır'a değil, Ortadoğu'nun hemen tamamına hakim olan Kuran dışı kaynaklara ve hurafelere dayanan bağnaz anlayış, yanlış bir şekilde İslam olarak algılanmaktadır. İslam'ın özüyle ve Kuran'ın ruhuyla taban tabana zıt olan bağnaz zihniyet, İslam dünyasının sanat, bilim ve teknolojiden uzak, fikri ve maddi geri kalmışlığının sebebidir. Dolayısıyla Mursi’nin sanat, güzellik ve estetiğe de önem vermesi son derece önemlidir. Müslüman Kardeşler modernlikleriyle herkese örnek olmalı ve herkesi son derece şık, temiz ve kaliteli bir görünüm ve yaşam şekline teşvik etmeli ve özellikle de gençlerin de bu yöndeki meşru özgürlüklerini koruyan bir politika izlemelidir. Özgürlükler her zaman için Müslümanların da lehinedir; çünkü din asıl olarak özgürlük ortamında gelişir.

İslam adına ortaya çıkan bir siyasi hareketin esas alması gereken ölçü bağnazlık değil, Kuran'da öğütlenen sevgi, şefkat, hoşgörü, adalet ve demokrasi anlayışıdır. Özellikle toplumun geneline sevgi ve saygı ruhunun yerleştirilmesi, her görüşten her akımdan her dinden her inançtan insanların kucaklanması, haklarına, özgürlüklerine, rahat ve konforlarına titizlik gösterilmesi son derece hayatidir. Farklı fikir ve inançlara sahip insanlar beraber yaşayabilmeli ve birbirilerine saygı ve sevgi duyacakları bir zemin sağlanmalıdır. Bunu sağlamak devletin ana görevidir.

Ayrıca kadınlar ve gençler alabildiğince özgür bir şekilde toplum içindeki yerlerini aldıklarında ancak sağlıklı bir ülkeden bahsedilebilir. Bunun yanında bağnazlığın en büyük mağdurlarından olan kadınlara da layık oldukları değerin verilmesi, hak ve özgürlüklerinin korunması, sosyal yaşamda ve siyasette tüm toplum ile eşit konuma getirilmeleri de hayati önem taşımaktadır: Eğer kadınlar huzurlu ve rahatlarsa, toplum da huzurlu olur. Mısır’da kadınların hakları ön plana çıkarılmalı ve onlara son derece derin saygı gösterilmelidir. Aynı zamanda bu özgürlükler Kuran'ın da bir emridir çünkü dinde zorlama ve baskı kesin olarak yasaklanmıştır.

Özellikle de sözde din adına uygulanan, ama aslında Kuran ahlakına sonradan eklenmiş bağnaz zihniyete ait yanlış katı kurallar ve uygulamalardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Eğer Mursi taraftarları bu modern İslam anlayışını benimserlerse, toplumda ciddi bir rahatlama olur. Sanatın, müziğin, bilimin ilerlemesine, modern, bilgili, görgülü, kültürlü, temiz, ahlaklı, kaliteli, şuurlu nesillerin gelişmesine ön ayak olacak politikalar oluşturulması ve bu politikaların kararlı biçimde uygulanması gereklidir.

Sonuçta geç kalınmış bir durum yoktur. Tıkanmış, ilerlemeyen bir sistemi gözü kapalı bir biçimde, sonuçsuzca itmekte ısrar etmenin bir anlamı yoktur. Önemli olan geriye çekilip olayları üst boyuttan akılcı bir bakış açısıyla değerlendirip tıkanan noktaları tespit etmek ve akılcı çözümler içeren temiz bir sayfa açmaktır.

(Sayın Adnan Oktar'ın 07.08.2013 tarihinde Huffington Post internet sitesinde yayınlanan makalesinin Türkçe'sidir.)

http://www.huffingtonpost.com/harun-yahya/egypt-democracy_b_3559528.html?utm_hp_ref=tw

 

Masaüstü Görünümü