Harun Yahya

Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) devrinde tek bir damla kan dökülmeyecek, her yerde sevgi ve barış yaşanacaktır


Peygamberimiz (s.a.v.) rivayetlerinde “ümmetin ömrünün 7000 yıl olacağını” bildirmiştir.

Resullullah (s.a.v.) buyurdu: Dünyanın ömrü, ahiret günlerinden yedi gündür. Allah Teala buyurdu ki: “Senin Rabbinin yanındaki birgün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.”

Başka bir hadiste ise Peygamberimiz (s.a.v.), bu 7000 yıllık ömürden kendisine kadar 5600 yılın geçtiği ifade etmektedir.

Dünyadan beş bin altı yüz yıl geçmiştir. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman, sf. 89)

Peygamberimiz (s.a.v.)’in verdiği bu zamanlar üzerinden yapılacak bir hesapla; 7000-5600=1400 tarihi çıkmaktadır. Şu an Hicri 1430 yılı içinde yaşıyoruz. (1400-1500 arasındaki 100 yıl son gününe kadar hicri 1400lere dahildir)

Peygamberimiz (s.a.v.) İslam ümmetinin icabet ömrü ile ilgili olarak ise şöyle bildirmiştir:

"BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK." (Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89.)

Demek ki içinde yaşadığımız Hicri 1400-1500 arasındaki 100 yıllık süre iman edenlerin Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) gibi iki kutlu zat ile buluşacakları, İslam ahlakının dünya hakimiyetinin yaşanacağı, deccaliyetin fikren yok olacağı çok önemli bir dönem olacaktır.

İçinde bulunduğumuz dönem ahir zamandır. Yani DÜNYANIN SON DÖNEMİDİR. Peygamberimiz (sav)’den, Hz. İsa (a.s.)’nın ve Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkış alametleri olarak bildirilen hadisler tahakkuk etmiş, gerçekleşmiştir. Artık Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkışı beklenmektedir. Ve bu dönem, dünyada iman, sevgi ve huzurun hakim olacağı kutlu bir dönem olacaktır. Peygamberimiz (sav), “ümmetimin ömrü Hicri 1500 yılına kadardır” diye bildirmiş, geçtiğimiz yüzyılın büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi de, “Ümmetin galibane ömrü; yani İslam ahlakının dünyaya hakim olacağı dönemin Hicri 1506'ya kadar süreceğini” bildirmiştir. HİCRİ 1506’DAN SONRA İSE FİTNELERİN, BOZGUNCULUĞUN, KAN DÖKÜCÜLÜĞÜN YAŞANDIĞI, İNSANLARIN DİNDEN TAMAMEN UZAKLAŞTIKLARI KIYAMETE YAKIN BİR DÖNEM YAŞANACAKTIR.

DÜNYA ARTIK ÇOK YAŞLANMIŞTIR. Dünyadaki zamanın artık neredeyse sonuna ulaşılmıştır. Şu anda beklenen, HZ. İSA (A.S.) ve HZ. MEHDİ (A.S.)’IN GELİŞİ ve bu kutlu şahısların vesilesiyle DÜNYAYA HAKİM OLACAK OLAN SAMİMİ VE GÜÇLÜ İMANDIR. 

Ahir Zaman Alametlerinin Tamamı Tahakkuk Etmiştir; Bundan Sonra Büyük Savaşlar Olmayacaktır

Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği ahir zaman alametleri birer birer tahakkuk etmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)’nin gelişinin habercisi olan ve hadislerde bildirilen ahir zaman döneminde savaş ve kargaşa ortamlarının tümü yaşanmıştır. Kuran’ı Kerim’de ve Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde bildirilen “YECÜC VE MECÜC”’E İŞARET ETTİĞİ KUVVETLE MUHTEMEL OLAN İKİ DÜNYA SAVAŞI YAŞANIP BİTMİŞTİR. Komünizm, faşizm, Darwinizm gibi, toplumları dinsizliğe sürükleyen ideolojiler hüküm sürmüş, fakat bunlar da etkilerini neredeyse kaybetmişlerdir. Bilgisayara işaret ettiği kuvvetle muhtemel olan Dabbet-ül Arz çıkmış ve internet sistemi bütün dünyaya yayılmıştır. Ahir zamanda gerçekleşmesi hadislerle haber verilmiş olan olayların tümü vuku bulmuştur. Dünyanın ömrünün sonuna çok yaklaştığımız şu dönem, artık Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış dönemleridir.

HZ. İSA (A.S.) VE HZ. MEHDİ (A.S.)’IN ZUHUR ETTİĞİ BU DÖNEMDE ARTIK KAN DÖKÜLMEYECEK, İNSAN ÖLDÜRÜLMEYECEK, ZULÜM YAPILMAYACAKTIR. Dünya, uzun bir kargaşa döneminin ardından, Peygamberimiz (sav)’in Asr-ı Saadet döneminden sonra ilk kez Kuran ahlakının getirdiği SEVGİ VE BARIŞI ÖĞRENECEK VE YAŞACAKTIR. Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.), samimiyetleri, güzellikleri, hoşgörü ve sevgileriyle insanların gönüllerini fethedecek, onlara imanın güzelliğini aşılayacaklardır.

İşte bu sebeple, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış dönemi olan bu kutlu dönemle ilgili dehşet senaryoları üretmek yersizdir. Çünkü bu dönem, huzur, mutluluk, kardeşlik ve barış dönemidir. Savaşların, zulmün, haksızlıkların, kan dökücülüğün tamamen son bulduğu, güzelliklerin hüküm sürdüğü bir dönemdir. Bu dönem, ALTIN ÇAĞ’DIR. İnsanların maddi ve manevi anlamda huzura kavuştuğu, Allah’ın nimetlerine bolca kavuştuğu, savaşlardan, zulüm ve kavgalardan uzaklaşacakları, sevgi ve barış dönemidir.

Bu dönemde sevgi ve barış dini olan İslam ahlakının özü yaşanacak ve bunun sonucunda da kargaşa ve fitneler son bulacaktır. Tüm bunlar bizlere hadislerle haber verilmiştir.

Altın Çağ, Müslümanların yanı sıra Hıristiyanların ve Musevilerin de rahatlık ve huzur içinde yaşayacakları bir dönemdir. Bazı masonik odakların toplumlara empoze ettiklerinin aksine, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde, İbrahimi dinlerin mensupları birbirleri ile savaşmayacaktır. Bu kutlu dönemde savaş, kargaşa, atom bombaları, İsrail’e saldırılması, Kudüs'te kan akıtılması gibi olaylar söz konusu olmayacaktır. Tam tersine Kudüs, her zamankinden daha iyi, daha güzel, daha huzurlu bir yer olacak ve tüm dünyada olduğu gibi orada da barış hakim olacaktır.

Cenab-ı Allah, Peygamber nesli olan Musevileri her zaman korumuştur. Ahir zamanda da Allah, Hz. Mehdi (a.s.)'ı vesile ederek yine Musevileri koruyacaktır. Allah, Kuran’da Musevilerin Kutsal Topraklardaki varlığını bildirmektedir. Kuran’da, Allah'ın emirlerine bağlı kalıp samimi oldukları sürece, Musevilerin kutsal topraklarda rahatlık ve huzur içinde yaşayacaklarına dikkat çekilmiştir (İsra Suresi, 104 Bakara Suresi, 62 – Maide Suresi, 69). Dolayısıyla KUDÜS, AHİR ZAMANDA İMANLA, ALLAH SEVGİSİYLE DOLACAK VE HER DİNDEN İMAN EDENLERİN HUZUR İÇİNDE, KARDEŞÇE YAŞAYACAKLARI BİR BARIŞ ŞEHRİ HALİNE GELECEKTİR.

Çeşitli masonik odakların etkisi altında kalıp, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde savaş ve kan akıtılmasını bekleyenler yanılmaktadırlar. Bu masonik telkinlerin ve tahriklerin etkisinde kalmış olan bazı bilgisiz Müslümanlar ve bir kısım bilgisiz Hıristiyanlar bu düşünce ile hareket etmekte, dünyadaki dinsizlik tehlikesini bir kenara bırakıp birbirlerine düşmektedirler. Ancak bekledikleri bu olaylar gerçekleşmeyecek, HZ. İSA (A.S.) VE HZ. MEHDİ (A.S.) DÖNEMİNDE KESİN OLARAK KAN AKITILMAYACAKTIR. Allah, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ı vesile ederek böyle bir ihtimalin gerçekleşmesine izin vermeyecektir.

Hicri 1506’dan Sonra Bozulmalar Başlayacak, Dünyaya Hakim Olacak Olan İnkarcı Topluluk Kıyamet ile Karşılaşacaktır

Kıyamete yakın tarihlerde, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın şehadetinin ardından Hicri 1506 tarihinden sonra dünya çapında maddi ve manevi bir bozulma yaşanacaktır. Bu tarihten sonra birbiri ardınca savaşlar başlayacak, anarşi, terör ve katliamlar gerçekleşecek; kan döken zalim sistem bütün dünyaya hakim olacaktır. Dinsizlik yayılacak, yeryüzünde tek bir tane bile Kutsal Kitap kalmayacaktır. İşte bu dönem, YECÜC VE MECÜC FİTNESİNİN SON ÇIKIŞ DÖNEMİ OLACAKTIR.

Kuran’da haber verilen Yecüc ve Mecüc’ün özelliği, kan dökücü olması ve anarşi çıkartmasıdır. I. ve II. Dünya savaşlarında 250-300 milyon insanın katledilmesine sebep olan bu sistem, Hicri 1506’dan sonraki kıyamet öncesi bozulma döneminde de ön planda olacaktır. Yecüc Mecüc, dünyada hakim olan başıbozukluğu, gitgide yaygınlaşan dinsizliği kullanarak, terör, anarşi, şiddet, bela ve katliamları beraberinde getirecektir. Hicri 1506’dan sonra gerçekleşecek olan Yecüc ve Mecüc fitnesinin son aşaması, değerli İslam alimi Bediüzzaman’ın deyimiyle, “Cengizhan ve Hülagü fitnesi” şeklinde olacaktır. Cengizhan ve Hülagü, tarihte sel gibi kan akıtmış olan iki zalim hükümdardır. İşte 1506’dan sonra gerçekleşecek Yecüc ve Mecüc fitnesi de bu derece kanlı ve büyük olacaktır.

Bu sapkın, kanlı ve fitneci dönem, dünyanın sonunun geldiği dönemdir. Hadislerden ve Bediüzzaman’ın izahlarından anlaşıldığı kadarıyla, Hicri 1545’de yani Miladi 2120 tarihinde kıyamet kopacaktır. Dünyayı sarmış olan büyük fitne, kıyametin zuhuru ile son bulacak; kıyamet, Allah inancından tamamen uzaklaşmış olan inkarcı güruhun başına kopacaktır.

Samimi Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler Ateist Masonların Oyununa Gelmemelidirler

Müslümanların, Hıristiyanların ve Musevilerin şu önemli yanılgıya düşmemeleri çok önemlidir: Yecüc ve Mecüc’ün son fitnesi ve yeryüzündeki zulüm ve savaş ortamı, hadislerde işaret edildiğine göre, Kıyamete çok yakın bir tarih olan Hicri 1506’dan sonra gerçekleşecektir. Bu döneme kadar yeryüzünde, Allah’ın izniyle kesin olarak, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın öncülüğündeki huzur, barış ve sevgi dönemi vardır. Bu dönem Altın Çağ’dır. Bu dönem içinde "tek bir kişinin dahi burnu kanamayacak, uyuyan bir kişi dahi uyanmayacaktır”.i

Unutmamak gerekir ki, çeşitli masonik odakların amacı, daima Allah’a iman edenler arasında ayrılık çıkarmak, onları birbirine düşürmek ve kan dökücülüğü fikren yaygınlaştırarak bir zulüm sistemi oluşturabilmektir. İşte bu sebeple esas olan, söz konusu masonik odaklarının oyununa gelmemek, bilakis Allah'ın hoşnut olduğu ahlak olan barış ve sevgiyi yaygınlaştırarak Allah'a samimi imanı güçlendirmektir.

Peygamberimiz (sav), Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde tüm dünyaya sevgi, barış, şefkat, merhamet ve huzurun hakim olacağını ve kan dökülmeyeceğini bildirmiştir:

İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'nin çevresinde toplanırlar. (Hz. Mehdi (a.s.)) Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asrı saadet devrine geri döner. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29 ve 48)

Hz. Mehdi (as), Peygamber (sav)’in yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, KAN DA AKITILMAYACAKTIR. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayınları, Kıyamet Alametleri, s. 163)

(Hz. Mehdi (a.s.)) Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)

Ona (Hz. Mehdi (as)'ye) biat edenler, (Kabe civarındaki) rükun ve makam arasında biat ederler. Uyuyanı uyandırmaz, ASLA KAN DÖKMEZLER. (El-Heytemî, El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

Bu (Emir) de (Hz. Hz. Mehdi (a.s.)) insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAKTIR. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/348)

Zulüm ve fıskla dolu olan DÜNYA, O (HZ. MEHDİ (A.S.)) GELDİKTEN SONRA ADALETLE DOLUP TAŞACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN ZAMANINDA ADALET O KADAR BOL OLACAK Kİ, zorla alınan her mal sahibine geri iade edilecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
 
ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) ADALETİ HER YERİ KAPLAYACAK ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir. Hatta birisinden, mala ihtiyacı olan kim varsa çağırmasını söyleyecek, o kişi emrini yerine getirdiğinde, sadece bir kişi gelecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beyt'imden bir zatı (Hz. Mehdi (a.s.)'yi) gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, O YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAK. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)

Hz. Mehdi (a.s.) bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi, ONU DOĞRULUK VE ADALETLE DOLDURUR. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)
 
Kap su ile dolduğu gibi YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. VE BÜTÜN DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)

... Cenab-ı Hak İslamı nasıl Bizimle başlatmışsa O'nunla (Hz. Mehdi (a.s.) ile) sona erdirecektir. Nasıl, Bizimle onlar aralarındaki ŞİRK VE ADAVETTEN (HUSUMET VE DÜŞMANLIKTAN) KURTULMUŞ VE KALPLERİNE ÜLFET (DOSTLUK) VE MUHABBET (SEVGİ) YERLEŞMİŞSE, (HZ. MEHDİ (A.S.) GELİŞİ İLE) YİNE ÖYLE OLACAKTIR. (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 20)

... ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)) DÖNEMİNDE İYİ İNSANLARIN İYİLİĞİ ARTAR, KÖTÜLERE KARŞI BİLE İYİLİK YAPILIR." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

----------

i. El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44.

Masaüstü Görünümü