Harun Yahya

Türkiye Batıdan Uzaklaşmıyor




Geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal [5]  yayınlanan makalelerde,  ABD’nin Türkiye’nin Suriye politikasından duyduğu rahatsızlık dile getirilmiş ve bu politikanın baş mimarı olarak da Erdoğan’dan sonra Türkiye’de 2. Adam olarak anılan Hakan Fidan işaret edilmişti.  

Özellikle David Ignatius’un yazısıyla birlikte tartışma İsrail-Türkiye ilişkilerine yöneldi ve bölgede kurulan yeni dengelerde Türkiye’nin rolü tartışıldı. Ignatius’a göre Fidan, İsrail istihbaratı MOSSAD’a çalışan 10 İranlı ajanının kimliklerini İran istihbaratına deşifre etmişti.  Bu iddialara karşı tek açıklama olarak da Hakan Fidan’ın Iran’a karşı yürüttüğü dostça politika öne sürülmüştü. Bunun yanısıra Hakan Fidan, El Kaide destekli radikal örgütlere silah yardımı yapmakla da suçlanmıştı. Bu dezenformasyonları destekleyen hiçbir resmi açıklama bulunmamaktadır. Obama yönetimi bazı şahin analistlerin yüksek sesle dillendirmeye çalıştığı bu mesnetsiz iddiaların üzerinde dahi durmamıştır. Ayrıca İsrail de Türkiye ile dostluğa çok önem vermektedir. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la ilgili haberlerin kaynağının kendileri olmadığını belirtmiştir. 3 Palmor, Washington Post gazetesi yazarı David Ignatius'ın MİT Müsteşarı Fidan’la ilgili dile getirdiği iddiaların İsrail kaynaklı olmadığını ve İsrail’in çıkarlarına kesinlikle hizmet etmediğini söyleyerek konuya kesin bir nokta koymuştur. Aslında bu oyunun ABD’nin İran ve Türkiye politikalarına karşı Obama'ya gözdağı vermek amacıyla oynandığı da dikkatlerden kaçmaması gereken bir başka noktadır. 

Burada Iran yanlısı olmakla suçlanan Hakan Fidan’ın nasıl oluyor da İran düşmanı El Kaide yanlılarına destek verdiği konusu büyük bir çelişki olarak karşımıza çıkıyor.  Türkiye her şeyden önce Suriye’de Esed yönetimine karşı Batı’nın tarafındadır. Bu bilinen bir gerçektir.

Türkiye’nin Suriye sınırında defalarca yaşanan terör olaylarının arkasında Suriye’nin olduğu bilinmektedir.  Hatay Cilvegözü sınır kapımızda, Esed yanlıları tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 14 Türk vatandaşı ölmüştü. Yine Hatay’ın Reyhanlı ilçesine yapılan bombalı saldırıda da 52 Türk vatandaşı can verdi. Dolayısıyla Türkiye Esed’e her yönden destek veren İran’la bu dönem içinde tamamen karşı karşıya gelmiştir.

PKK terör örgütü konusunda da İran’la sorunlar yaşandığı bilinmektedir. Diğer taraftan, İranlı bazı ajanların bazı resmi kurumları dinlediğini yine MİT deşifre edip ortaya çıkarmıştır.

Böyle bir ortamda Hakan Fidan’ı İran yanlısı olarak suçlamak akıl ve mantıkla bağdaşmamaktadır.

. El Kaide iddialarına gelince, Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada El Kaide örgütünü açıkça terorist örgüt olarak ilan etti. Türk Genel Kurmayı geçen hafta Suriye’deki El Kaide mevzilerini bombaladı. 4 Özellikle son zamanlarda Türkiye’nin El kaide yanlısı örgütlere karşı kendi sınırında ve Suriye’de verdiği bu mücadelesi uluslararası  arenada takdire şayan bir gelişme olarak değerlendirildi.  

Şunu net olarak ifade edebiliriz: Türkiye bölgede hem Batının hem Doğunun güvenliği için en önemli dayanak noktalarından biridir. Bu sebeple de, her ne kadar halen aradaki bazı sorunlar net çözüme kavuşturulmamış olsa da, İsrail ve Türkiye birbirinin düşmanı değildir, olmayacaktır. Türk dış politikasında ne İsrail vatandaşlarının ne Suriyelilerin ne de Mısırlıların aleyhinde bir yaklaşıma imza atılması mümkün değildir.

Nefret politikaları, savaşlar ve terörün dünyada birçok bölgeye hakim olduğu günümüzde büyük devletlerin istihbarat kuruluşlarına da büyük sorumluluklar düşüyor. Türkiye’ye komşu bölgeler göz önüne alındığında Kafkasya-Orta Asya ve MENA Bölgesinde yoğun insan hakları ihlallerinin yaşandığı, demokrasinin birçok ülkede askıya alındığı ve dünyayı şiddetle tehdit eden oluşumların bu bölgelerde yuvalandığı bilinen bir gerçektir.

Türk istihbarat teşkilatı MİT, işte bu zorlu bölgede hem iç, hem dış tehditlere karşı özverili, makul ve yapıcı bir faaliyet yürütmektedir. Batıyla yoğun bir işbirliği içinde olan MİT, Avrupa ve ABD başta olmak üzere dünyayı tehdit eden radikal unsurlara karşı teyakkuz halindedir. Bu politikası ile Türkiye, Batı için de vazgeçilmez bir arabulucu, partner ve örnek model ülke pozisyonunu korumaktadır. Batı yanlısı tutumu, 15 yıllık ordu deneyimi ve  yurtdışında sürdürdüğü görevleriyle kazandığı bilgi ve istihbarat tecrübesiyle MIT’in başına getirilen Hakan Fidan’ın da MIT’in bu politikasına katkısı çok büyük ölçüde olmuştur. Hakan Fidan ve ekibi, devletten ayrı bir yapı değildir. Dolayısıyla MİT de daima istişareyle ve mutedil bir şekilde hareket etmektedir.

Özellikle bölgede Hristiyan ve Musevi düşmanlığının yapıldığı bağnaz yapılara karşı Türkiye her zaman karşı bir duruş sergilemiştir. Radikal yapılar sadece Batı düşmanlığı yapmakla kalmayıp, aynı zamanda mezhep savaşlarına da MENA bölgesini sürüklemek için var güçleriyle mücadele etmektedir. El Kaide ve benzeri yapılar bu şiddet sarmalına birçok sefer Türkiye’yi de çekmeye çalışmıştır. Türkiye’de de bombalama ve terör eylemleri yapan bu radikal örgütlerin ülkemizde yerleşik hale gelememesinin sebebi bu örgütlerin Türkiye’de  taban desteği bulamamaları ve MIT’in bu yapılara karşı göz açtırmamasıdır.

Diğer taraftan, bir NATO üyesi olan Türkiye, Irak, Libya ve Suriye başta olmak üzere ABD ile her zaman azami müştereklerde ortak hareket etmiştir. Balkanlar ve Afganistan’da Türk askerinin tutumu Batılılar tarafından her zaman takdir görmüştür. Bilindiği üzere Türkiye daha önce Kore’ye karşı ABD’nin yanında savaşa girmişti. Diğer taraftan, Türkiye’nin Ortadoğu’daki birleştirici, demokrasiyi tesis ettirici lider ülke olarak güçlenmesi de bazı çevreleri rahatsız etmiş olabilir. Oysa Türkiye’nin  bölgedeki bu yükselen konumu, ABD açısından sevinilecek bir durumdur. İslam ülkelerinde laikliği uygulayan neredeyse tek örnek ülke konumundadır. Kadınların, farklı dinden insanların, ateistlerin, sosyalistlerin fikir özgürlüğü içinde bir arada yaşadıkları başlıca İslam ülkesi Türkiye’dir. İşte bu yapı, İslam ülkeleri içinde modern İslam anlayışını, sevgiyi, sanatı, estetiği ve kaliteyi hakim kılacak bir yapıdır. Bu yüzden Türkiye’nin lider konumuna karşı çıkmak bir yana, desteklenmesi Batı’nın da faydasına olacaktır.

Nitekim Hakan Fidan ve ekibinin de Türkiye’nin bölgedeki gücünü pekiştiren bu gelişmelere katkıları da bölge güvenliği ve stratejisi açısından fevkalade önemlidir. Türkiye bölgesine nefreti değil, sevgiyi, ayrılığı değil birlikteliği, düşmanlığı değil uzlaşmayı ihraç eden bir yapıdadır. Ve bu özelliğiyle de bölgede yer almaya devam edecektir.

Sayın Adnan Oktar'ın The Huffington Post'ta yayınlanan makalesi:

http://www.huffingtonpost.com/harun-yahya/turkey-is-not-turning-away_b_4143694.html





1 http://online.wsj.com/news/articles/SB10001424052702303643304579107373585228330



2  http://www.washingtonpost.com/opinions/david-ignatius-turkey-blows-israels-cover-for-iranian-spy-ring/2013/10/16/7d9c1eb2-3686-11e3-be86-6aeaa439845b_story.html

3 http://www.hurriyetdailynews.com/israel-distances-itself-from-diplomatic-confrontation-with-turkey.aspx?pageID=238&nID=56623&NewsCatID=352

4  http://www.globalpost.com/dispatch/news/afp/131017/turkey-shells-jihadist-positions-syria-first-time



 

Masaüstü Görünümü