Harun Yahya

Kehf Suresi, Zülkarneyn ve Süleyman kıssalarında Mehdiyet anlatılır


Kuran'da Hz. Mehdi, ahir zaman ve Kuran ahlakının dünyaya hakim olmasını anlatan bir çok ayet bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)'in de, Mehdiyetin Kuran'da anlatıldığını bildiren hadisleri vardır:

 

Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

 

“Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi.” (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)

 

Görüldüğü gibi Resulullah (sav), Mehdi’nin Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn gibi dünyaya hakim olacağını söylemiştir. Bu sözleriyle Peygamberimiz (sav), bize Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn kıssalarına baktığımızda Mehdi (as)’ın ve Mehdiyetin anlatıldığını göreceğimizi söylemektedir. Yani, Hz. Mehdi’nin hayatında, Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn’in hayatıyla bir çok benzerlik bulunacaktır. 

 

Benzer bir şekilde Peygamberimiz (sav) ahir zamanda yaşayan Müslümanlara, yani bu devirde bizlere, Kehf Suresi'ni okumayı tavsiye etmiştir:

 

Nevvas b. Seman el-Kilabi'den (ra) rivayet edilmiştir. 

 

"Sizden kim Deccal'e yetişirse Kehf Suresi'nin evvelini onun üzerine okusun. Bu surenin sonu Deccal'ın fitnesinden kurtuluşunuzdur. (Sünen-i Ebu Davud, 5/121)

 

... Her kim Deccal'in ateşi ile ibtila ve imtihan edilirse Allah'tan yardım istesin ve Kehf Suresi'nin baş tarafındaki ayetleri okusun. Bu suretle Deccal'in ateşi ona karşı soğuk ve selamet olur. (Ölüm-Kıyamet-ahiret ve ahir Zaman Alametleri, İmam Şa'rani, Bedir Yayınevi, s.494)

 

Bu hadislerde de çok önemli bir bilgi vardır. Deccaliyet sadece ahir zamanın değil, dünya tarihinin en büyük fitnesidir. Peygamberimiz (sav) ise bu fitneyle karşılaşan Müslümanlara bir çıkış yolu göstermekte: Kehf kıssasını okuyun, demektedir. Deccaliyet fitnesini sona erdirecek olan Hz. Mehdi (as) olduğuna göre, Kehf Suresi’nde Hz. Mehdi (as)’la ilgili bir çok bilgi bulacağımız anlaşılmaktadır. 

 

Dolayısıyla Kuran’da Mehdiyet yoktur iddiasında bulunanlar yanılmaktadır. Kuran’da Mehdiyet detaylı olarak anlatılmıştır, Peygamberimiz (sav) de bizlere bu gerçeği haber vermiştir.

 

Şimdi Hz. Mehdi (as)’ın hayatı ile Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn’in hayatlarındaki benzerlikleri inceleyelim:

 

Mehdi'nin Dünya Hakimiyeti

 

Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn İslam ahlakını dünyaya hakim kılmışlardır. Çok geniş bir coğrafyaya hükmetmiş, çok güçlü bir orduya sahip olmuşlardır ve onların dönemi bu yönüyle Mehdiyet dönemiyle çok büyük benzerlikler göstermektedir.

 

Mehdiyet dönemi de İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olacağı, insanların akın akın Müslüman olacakları, inkarcı ideolojilerin yeryüzünden fikren silineceği, dinin Peygamberimiz (sav) dönemindeki şekliyle yaşanacağı bir dönemdir. Bazı hadislerde Altınçağ dönemindeki hakimiyet şu şekilde tarif edilmektedir:

 

(Mehdi) bütün dünyaya malik olacaktır. (Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)

 

Mehdi doğu ile batı arasındaki her yeri fetheder. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 56)

 

Mehdi'nin Sahip Olduğu Özel İlim ve Hz. Süleyman'a ve Hz. Zülkarneyn'e Bağışlanan Büyük İlimler

 

Allah Hz. Süleyman'a çeşitli ilimler lütfetmiştir. O, Allah'ın dilemesiyle cinlere ve şeytanlara hükmetmiş, kuşlarla konuşmuş, karıncaların kendi aralarındaki konuşmalarını duyabilmiş, rüzgar ve bakır madeni onun emrine verilmiştir. Bunların her biri Allah’ın lütfuyla, Hz. Süleyman'ı diğer insanlardan ayıran mucizevi özelliklerdir. Hz. Zülkarneyn için de Kuran'da, "İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup-biten herşeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık." (Kehf Suresi, 91) şeklinde bildirilmektedir. Bundan da anlaşıldığı gibi Allah'ın ilim verdiği kullardandır.

 

Mehdi de aynı bu iki kutlu insan gibi çok özel ilimlere sahip olacaktır. Taşköprülüzade Ahmet Efendi, Mevzuatu'l ulum isimli eserinde (11/246) Mehdi'nin cifr ilmine vakıf olacağını kaydetmiştir. Bir diğer hadiste ise Mehdi hakkında şu bilgi verilmektedir:

 

O kimsenin bilemediği gizli bir duruma kılavuzlandığı için kendisine Mehdi denilmiştir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 77)

 

Peygamberimiz (sav) ayrıca Mehdi'nin tıpkı Hz. Süleyman gibi hayvanların dilini bileceğini ve yine tıpkı Hz. Süleyman gibi insanların yanı sıra cinler üzerinde de hakimiyeti olacağını bildirmiştir:

 

O (Mehdi), doğrulanmış, kuş ve bütün hayvanların dillerini bilen biridir. Onun için adaleti, bütün insanlar ve cinlerce cari olacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 188)

 

Hayvan Sevgisine Önem Vermeleri

 

Kuran'da Hz. Süleyman'ın hayvanlara olan şefkatli ve sevgi dolu tutumu ile ilgili bazı bilgiler de verilmektedir. 

 

Hz. Mehdi döneminde de hayvanlara olan sevgi teşvik edilecektir. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bu dönemde, her türlü hayvanın rahatlıkla izlenebileceği ve sevilebileceği ortamlar oluşturulacağı haber verilmektedir. Bu konudaki hadislerden bazıları şöyledir:

 

... kişi, koyun ve hayvanlarına haydi gidin otlayın diyecek, onlar gidecekler, ekinin ortasından geçtikleri halde bir başak bile ağızlarına almayacak, yılan ve akrebler kimseye eza etmeyecekler, yırtıcı hayvanlar kapıların önünde duracak da kimseye zararları dokunmayacak... (Kıyamet Alametleri, s. 245)

 

Yılanlar çocuklarla, inekler aslanlarla geçinebilecek... (El Kavlu'l Muhtasar, s. 64)

 

Yukarıdaki hadislerde görüldüğü gibi Mehdi devri ile Süleyman dönemi arasındaki bir diğer dikkat çeken benzerlik de, hayvanlar üzerindeki hakimiyettir. Hz. Süleyman kuşlar başta olmak üzere çeşitli canlılar üzerinde nasıl hakimiyet kurduysa, Mehdiyet döneminde de hayvanlar üzerinde, yırtıcı hayvanların dahi insanlara zarar vermesi engellenebilecek şekilde bir hakimiyet olacaktır.

 

Andolsun, (peygamber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. 
(Saffat Suresi 171-173)

 

Barış Yanlısı Olmaları ve Diplomasi Yolunu Tercih Etmeleri

 

Hz. Süleyman'ın komşu ülkelerle olan ilişkilerinde anlayışlı, affedici ve barış yanlısı bir tutum içinde olduğu ayetlerden anlaşılmaktadır. O, sorunları diplomasi yoluyla çözmeyi tercih etmekte ve demokratik yöntemler izlemekteydi. Hz. Süleyman yaşadığı dönemde çok üstün bir kültür oluşturmuş ve hakimiyetini de diplomasiyle, sanatla ve kültürle sağlamıştır. Çok güçlü, karşı konulamaz ordulara sahip olmasına rağmen, askeri gücünü kullanmamıştır. Hz. Zülkarneyn ise çevresindeki halklar tarafından "yeryüzünde bozgunculuğu ve fitneyi önleyen kişi" olarak tanınmış, insanlara barış ve huzur getiren bir lider olmuştur. Hz. Mehdi (as) da bu yöntemleri izleyecek, hep sevgiyle ve şefkatle hareket edecektir. 

 

Hz. Mehdi devrinden insanların burnu dahi kanamayacaktır. Bu barış dönemi hadislerde şu şekilde belirtilir:

 

Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

 

Mehdi, Peygamberin yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 163)

 

Hadislerde de belirtildiği gibi Mehdi tüm dünyaya İslam ahlakını, barış yoluyla hakim edecek, savaş ve şiddetten kaçınacaktır. Mehdi'nin izleyeceği yol tüm dünya çapında büyük bir kültürel atılım ile insanların İslam ahlakına yöneltilmesi olacaktır. O dönemde Allah'ın izniyle aşağıdaki ayetler tecelli edecektir:

 

Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini 
hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)

 

Din Ahlakına Davet Konusunda Kararlı Olmaları ve Hızlı Davranmaları

 

Hz. Süleyman aldığı akılcı ve seri kararlar ile tüm müminler için çok önemli bir örnektir. Sebe Ülkesi'ni iman etmeye davet etmek için yazdığı mektup onun tebliğ gücünü gösterirken, ilim sahibi bir kişinin aracılığıyla Sebe Melikesi'nin tahtını getirtmesi hızlı karar alma konusuna verdiği önemi ortaya koymaktadır. Hz. Zülkarneyn'in Yecüc ve Mecüc isimli kavmin bozgunculuğunu önlemek için hemen kıyamete kadar yıkılamayacak kadar güçlü bir set inşa etmesi de onun gücünün ve akılcılığının bir göstergesidir. Mehdi (as) da bu yönüyle Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn’e çok büyük benzerlik gösterecektir. 

 

Mehdiyet döneminde insanlar akın akın İslam'a yönelecek, bunun için çok geniş kapsamlı ve seri çalışmalarda bulunulacaktır. Toplumlar birbiri ardına İslam ahlakını benimseyecek, inkarcı ideolojiler hızlı ve kalıcı girişimlerle dünya üzerinden kalkacak, her türlü zulüm sistemi tarihin karanlıklarına gömülecektir. Bu konu ile ilgili olarak büyük İslam alimi Muhyiddin Arabi şunları bildirmektedir:

 

Allah ona (Mehdi'ye) o kadar güç verecek ki, bir gece içinde zulmü ve ehlini ortadan kaldıracak, dini ikame edecek, İslam’ı ihya edecek, önemsenemez bir hale geldikten sonra ona tekrar kıymet kazandıracak, ölümünden sonra onu diriltecek... Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak... Dini, Resulullah (sav)'ın zamanında olduğu gibi aynen tatbik edecek... (Muhyiddin Arabi el-Endülüsu, Futuhat-ül Mekkiye, Bab 66, Kıyamet Alametleri, s. 186)

 

İmar İşlerine Büyük Önem Verilmesi

 

Hz. Süleyman'ın imar çalışmalarına verdiği önemi ayetlerde detaylı olarak bildirilmektedir. O, emri altında çalışan bina ustası cinleri ve şeytanları kullanarak kaleler, heykeller, çanaklar ve kazanlar yaptırmıştır. Onun görkemli sarayını her gören insan, -başta Sebe Melikesi olmak üzere- hayran kalmıştır. Hz. Zülkarneyn'in inşa ettiği setin yapımında ise, Allah'ın dilemesi dışında yıkılamayacak kadar güçlü bir teknik kullanılmıştır.

 

Peygamber Efendimizin hadislerinde, Mehdi (as)’ın da imar işlerine çok büyük önem vereceğine dikkat çekilmektedir. Mehdiyet devrinde şehirlere huzur ve barışın yanı sıra, üstün bir medeniyet de götürülecektir. Bu hadislerden biri şu şekildedir:

 

Mehdi Konstantiniyye ve diğer beldelerin imarına çalışır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 40)

 

Zenginliği ve İhtişamı, İslam'ın Menfaati, Allah'ın Rızası İçin Kullanmaları

 

Hz. Süleyman sahip olduğu zenginlikleri Allah'ın dinini anlatmak ve İslam ahlakını dünya üzerinde yaymak için en güzel şekilde kullanmıştır. Fethettiği ülkelerde yaşayan insanları öncelikle Allah'a iman etmeye ve teslim olmaya davet etmiştir. Sebe Ülkesi'ne gönderdiği İslam'a davet mektubu bu konuda çok önemli bir delildir. Hz. Zülkarneyn de "... Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan) daha hayırlıdır..." (Kehf Suresi, 95) ayetinden de anlaşıldığı gibi, Allah'ın nimetiyle sağlam bir iktidara sahiptir. Ve bu büyük gücü, yeryüzünde bozgunculuğu engellemek için kullanmıştır.

 

Hz. Mehdi döneminde de insanlar çok büyük bir zenginliğe, refaha ve huzura kavuşacaklardır. Mehdi (as) yeryüzünün tüm zenginliğini Allah'ın dinini yeryüzüne hakim kılmak için kullanacak, manen fethettiği ülkelerde güzel ahlakı ve barışı esas alacaktır. Onun eşi ve benzeri olmayan uygulamaları insanların İslam ahlakına karşı kalplerinin yumuşamasına vesile olacak ve İslam ahlakı çok kısa bir sürede tüm dünyaya hakim olacaktır. Bu konudaki hadislerden bazıları şu şekildedir:

 

Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, Allah onu insanları zengin kılmak için gönderecektir. Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)

 

... Biattan önce, insanlar grup grup ona akın edecekler ve oraya giden herkes ondan bereket kazanacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)

 

Masaüstü Görünümü