Harun Yahya

Pakistan sokaklarını sakinleştirmek için sevgi




URDU TIMES



Pakistan, hükümetin istifası için başlatılan sokak gösterileriyle çalkalanıyor. Muhalefetin “Devrim Yürüyüşü” adı altında 14 Ağustos’ta başlattığı eylemler İslamabad’ı adeta bir savaş alanına çevirdi. Olaylarda şu ana kadar 3 kişi ölürken 500 kişi yaralandı. Bakanlıkların bulunduğu ve “Kırmızı Bölge” olarak adlandırılan bölgedeki eylemler azalmaya başlasa da hala etkisini sürdürüyor. Bu bölgeyi asker koruma altına aldı. Bir taraftan hükümetle muhalefet arasında sürdürülen müzakerelerde ilerleme sağlanırken, bir taraftan da eylemlerin durdurulması amacıyla tutuklamalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Yüzlerce göstericinin göz altına alındığı gelen haberler arasında.

Pakistan Halk Hareketi Partisi Lideri İmran Han, 2013 genel seçimlerinde hile yapıldığını iddia etmiş ve hükümetin istifa etmesini istemişti. Pakistan Adalet Hareketi Partisi Lideri Tahir-ul Kadri de Haziran’da Kanada’dan ülkesine dönerek yeni bir devrim yapacağını belirtmiş, taraftarlarını sokak eylemlerine çağırmıştı.

Her şeyden önce, muhalefet eğer yolsuzluk yapıldığı yönünde bir iddiaya sahipse elindeki tüm delilleri Pakistan yargısına taşımalı. Yargı ve anayasada reform ihtiyacı varsa bu yönde kamuoyunu bilgilendirip hükümeti de bu reformlara yönlendirmeli. Ancak her ne olursa olsun tüm itirazlar sevgi içinde ve ülke bütünlüğüne asla zarar vermeyecek şekilde, demokratik koşullar içinde yürütülmeli. Sandıkta çıkan sonuçlara herkesin saygı göstermesi de demokrasinin ana unsurlarından birisi. 2013’de yapılan seçimlerde Navaz Şerif’in partisi zafer kazanarak parlamentoda 189 koltuk elde etti. PTI 34, PAT ise 46 sandalye elde ederek muhalefette kaldı. Başbakan Şerif’in bu üçüncü başa gelişi. Diğer iki başa gelişinde askeri darbelerle bu görevinden alaşağı edilmişti. Ülke 1947’de elde edilen bağımsızlıktan itibaren 3 tane askeri darbeye maruz kaldı. Şu an Pervez Müşerref hala darbe suçuyla yargılanıyor.

İlk etapta Pakistan’da partiler arasında ulusal çıkarlar ve ülkenin birlik beraberliği gözetilerek acil bir eylemsizliğin ilan edilmesi çok önemli. Bir ülkede sırf siyasi hedefler için sokakları çatışma alanına çevirmek veya yine tam tersi halkı baskı altında tutmaya çalışmak demokrasiyle bağdaşmıyor. Muhalefetin sesinin çıkması elbette çok önemli. Bir ülke muhalefetinin güçlü olması demek, o ülkenin sağlıklı bir yapıda ve ileri bir demokraside olması demek. Kabul edilemez olan sokaklarda anarşi ve şiddet olaylarının artması. Kanunsuz eylemler, parlamentonun ve siyasilerin çalışamaz hale getirilmesi evrensel hukuk kurallarına da aykırı. Şiddet kullanılarak yapılan her eylem, peşinden şiddeti de artırıyor. Kardeşin kardeşe düşman olmasına sebebiyet veriyor. Bu bir ülkeyi parçalanmaya ve yok olmaya götürecek bir durum.

Yaşam kalitesinde büyük bir düşüşe de neden olan “temokrasinin askıya alınması” geleneği artık Asya ülkelerinin bir klasiği olmaktan çıkmalı. Siyasi istikrarsızlığın ve kırılgan demokrasinin yerini artık kendi ülkesinde büyük reformlar yapan, ekonomiyi güçlendiren, kaliteli yaşam standartlarını yakalayan bir düzen almalı. Pakistan İslam ülkeleri açısından da çok önemli. Bu ülkenin istikrarı demek Afganistan’ın, sorunlu bölge Keşmir’in ve hatta Ortadoğu’nun da istikrarına fayda demek. Aynı zamanda Hindistan ve İran başta olmak üzere o bölgede ekonominin gelişmesi demek.

Pakistan halkı çok değerli. Kardeşlik, barış ve sevgi içinde huzurla, en ileri demokrasiyle yaşamaları da her şeyden çok hakları...

Ülke sadece siyasi istikrarsızlıkla değil, şu sıralar kuzeydoğusu ve Pencap eyaletini vuran son 60 yılın en etkili sel felaketiyle de boğuşuyor. Ülkede genel bir altyapı sorunu mevcut. Halk fakir. Kişi başına düşen milli gelir 1300 dolar civarında.

Bunun yanında sayıları 1,6 milyonu bulan Afgan mültecileri de ağırlıyor Pakistan. 2015’e kadar tüm Afganların ülkelerine döndürülmeleri hedefleniyor.

Diğer taraftan, Taliban’la da çatışmalar devam ediyor. Taliban Haziran ayında Karaçi’deki Cinnah Havalimanı’na saldırmıştı. Pakistan Ordusu da buna mukabil birçok operasyon düzenliyor. Kuzey Veziristan bölgesindeki askeri operasyonlar nedeniyle şimdiye kadar 572 bin kişinin yerlerinden olduğu tahmin ediliyor. Hatta Pakistan’dan Afganistan’daki Taliban noktalarına son 6 ayda 6 bin roket atıldığı belirtiliyor.

İşte tüm bu şartlar altında, tüm siyasilerin ve halkın birlik beraberlik içinde olması elzem. Her şeyden önce sevgi politikalarını benimsenmesi gerekiyor. Ülkedeki şiddetin felsefi zemininin akılcılık ve eğitim seferberliğiyle yok edilmesi de tek çare.

Adnan Oktar'ın Daily Mail ve Urdu Times'da yayınlanan makalesi:

http://www.dailymailnews.com/2014/09/24/columns-articles/1.php

Masaüstü Görünümü