Harun Yahya

Bundan Sonra Afganistan'ı Ne Bekliyor?




11 Eylül 2001 saldırılarının hemen ardından George W. Bush olayların El Kaide tarafından düzenlendiğini ilan etmiş ve küresel terörle mücadele gerekçesiyle Afganistan'a operasyon başlatılacağını duyurmuştu. Saldırıların üzerinden daha bir ay bile geçmeden, 7 Ekim'de El Kaide ve müttefiki Taliban örgütünü barındıran Afganistan’a ABD ve İngiltere'nin askeri müdahalesi başlamıştı. NATO güçlerinin de katılımıyla ülkeye on binlerce asker indirildi. Amerika'nın ‘Kalıcı Özgürlük’ adını koyduğu harekatın amacı El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in yakalanması, Taliban ve Taliban'ı destekleyen güçlerin ortadan kaldırılması, Afganistan'da istikrarlı bir hukuk devletinin ve demokrasinin inşa edilmesiydi. Terör kaynakları yok edilecek, ülkeye barış ve güvenlik getirilecekti. 

 

Aradan 13 yıl geçti. 

 

Ve 28 Aralık 2014'te ABD liderliğindeki NATO güçlerinin Afganistan’daki savaş misyonu Kabil’de düzenlenen törenle resmen sona erdi.

 

Savaşın neden olduğu can kaybı oldukça yüksek; ABD 2 bin 200'ü aşkın askerini, Afganlılar 100 bine yakın insanını kaybetti. 

 

Savaşın ABD'ye maliyeti ise 686 milyar dolar.

 

Afganistan'a gelince; ülke hala refaha, barışa ve güvenliğe, demokrasiye kavuşmuş değil; hala terör ile, uyuşturucu ticareti ile anılıyor ve istikrarsızlık tüm hızıyla devam ediyor. Taliban ise hala ayakta, üstelik çok daha güçlü.

 

Sovyet-Afgan Savaşı'nın ardından Ruslar'ın Afganistan'dan geri çekilmesiyle meydana gelen siyasi boşluktan faydalanarak iktidara gelen Taliban 5 yıl sonra ABD önderliğindeki NATO güçlerinin müdahalesiyle devrilmişti. Afganistan'ın bazı dağlık bölgelerine ve Pakistan'a kaçan örgüt birkaç yıl içinde yeniden güçlenmiş ve ülkedeki ABD ve müttefiklerine karşı gerilla savaşı başlatmıştı. Bugün ise çok sayıda stratejik bölgeyi tekrar ele geçirmiş durumda. 

 

Orduya, polise ve sivil halka büyük kayıplar verdiren Taliban'ın özellikle son dönemde daha da güçlenmiş olması, ABD ve NATO askerlerinin ülkede terör eylemleri hala sürmekteyken ve güvenlik henüz sağlanmamışken ülkeden çekilmeleriyle ilişkilendiriliyor. Güvenlikle ilgili tüm sorumluluğu Afgan güçlerine bırakan çekilme planının Taliban'ın saldırganlığını arttırdığı ileri sürülüyor ve NATO’nun yardımı olmadan Afgan ordusunun Taliban’a karşı başarılı olamayacağı ifade ediliyor. Tek sevindirici gelişme ise bağnaz ve baskıcı Taliban’ın halkın desteğini giderek kaybediyor olması. Afgan halkı artık dünyaya kapalı, otoriter bir rejim altında yaşamak istemiyor. Bu da Afganistan'ın aydınlık geleceğinin tesisi açısından son derece önemli.  

 

Obama Amerika'nın bu süreçte sağlam bir sonuca vardığını ifade etmiş olsa da çok sayıda siyasi analist ve gözlemci 57 ülkenin 13 yıl boyunca Afganistan'da yürüttüğü terörle mücadele misyonunun çok da başarılı bir şekilde sonuçlanmadığı kanaatinde. Nitekim ABD ve NATO'nun süreç boyunca Afganistan'a sağladıkları katkı beklentilerin çok altında. Afganlılar hala açlıkla boğuşuyor ve çok zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Halkın yaklaşık yarısı işsiz, %70'i kronik açlık çekiyor ve yalnızca %13'ü temiz içme suyuna ulaşabiliyor. Yaklaşık 1.2 milyon çocuk yetersiz besleniyor ve önlenebilir hastalıklardan hayatlarını kaybediyor. Ayrıca savaş sebebiyle 650 binden fazla insan evini terk etmek zorunda kaldı. Binlercesi hala çadırlarda yaşıyor. 

 

Kısacası Afganistan maddi manevi çok acılar çekmiş ve hala çekmekte olan bir ülke. Yıllar içinde birikmiş, çözümlenememiş, kalıplaşmış sorunları var. Yoksulluktan, geri kalmışlıktan, adaletsizliklerden kurtulmuş müreffeh bir Afganistan halk için hala çok uzak bir hayal. Oysa her sorun gibi Afganistan'ın sorunlarını çözmek de mümkün; barışla, sevgiyle, dostlukla, kardeşlikle. 

 

Stratejik konumu sebebiyle tarih boyunca yabancı ülkelerin istilasına uğrayan ve artık huzur ve istikrar arayan Afganistan için kurtuluş yolu hiç şüphesiz önce kendi içinde birlik ve beraberliği sağlamaktan geçiyor. Afganistan Peştunlar, Tacikler, Hazaralar, Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar, Aymaklar, Beluçiler ve daha pek çok etnik grubun yaşadığı bir ülke. Savaşların, terörün ve zulmün yıprattığı ülkede Afgan kimliğine sahip tüm bu unsurların üzerine çok önemli görevler düşüyor; birincisi, farklılıkların yol açtığı ayrılığı bir kenara bırakıp ülkelerinin geleceği için el ele vermek, kardeş olduklarını hatırlayıp kucaklaşmak ve yepyeni bir dostluk, kardeşlik, sevgi, şefkat ve hoşgörü anlayışıyla bir an önce aralarındaki bölünmüşlüğü aşmak. Afganistan'ın huzura, refaha, barış ve istikrara kavuşması bu kardeşlik ortamı sağladığında mümkün olabilecek, ancak o zaman özgürlük ve demokrasinin, adaletin tam anlamıyla yaşandığı bir ülke tesis edilebilecektir. Afganlılar'ın ikinci önemli görevleri ise ülkelerini bağnazlıktan iyice arındırmak, aydın ve modern bir gelecek için kaliteye, kültüre, sanata ve estetiğe önem veren, fikir özgürlüğünü, insan haklarını ve demokrasiyi savunan ilerici bir dünya görüşünü hayata geçirmektir. 

 

Eğer Afgan halkı kendi içinde kardeş olmayı başarır ve bağnazlıktan kurtulursa ülke manevi olarak rahatlayacağı gibi, bu huzur ve güven ortamı siyasi istikrarı da beraberinde getirecektir. Dahası ekonomisi düzelecek, açlık ve sefalet içinde yaşayan halk refaha kavuşacaktır. Üstelik bunun için mevcut bir altyapısı da vardır. Nitekim ülkenin maden, petrol ve doğalgaz potansiyeli son derece yüksektir. Öyle ki değerinin en az 1 trilyon dolar olduğu tahmin edilen bu potansiyelin Afganistan'ı dünyanın en büyük ve en kapsamlı madenci ülkelerinden biri haline getirebileceği öngörülmektedir. Bu madenler arasında demir, bakır, kobalt, altın, lityum, niobiyum gibi nadir rastlanan madenler de bulunmaktadır. Uzmanlar tüm bu yeni maden rezervlerinin yıllardır savaşlarla iç içe yaşayan Afganistan'ın ekonomisini kökten değiştirmeye yeteceğini belirtmektedirler. Ancak hiç kuşkusuz iç barış sağlanmadan siyasi istikrarın oluşmayacağı da, ekonominin düzlüğe çıkmayacağı da açıktır. Umuyoruz ki Afgan halkı sevgiyle, barışla, kardeşlikle birleşerek tüm sorunlarının üstesinden gelecek, bünyesindeki bağnaz oluşumlara imkan vermeyerek bir an önce çağdaş Afganistan'ın temellerinin atılmasına yardımcı olacaktır. 

 

Adnan Oktar'ın Daily Mail & Blitz'de yayınlanan makalesi:

http://dailymailnews.com/2015/01/30/what-awaits-afghanistan-from-now-on/

http://www.weeklyblitz.net/2015/02/awaits-afghanistan-now/


Masaüstü Görünümü