Harun Yahya

İman Hakikatleri Güvercinler Nasıl Koku Alır, Yön Bulur Ve İnsanları Tanırlar?



Güvercinler insan yüzlerini nasıl ayırt ederler?

Eve dönüş yollarını şaşırmadan bulabilmelerinde atmosferin rolü nedir?

Koku alma duyusunun güvercinler için önemi nedir?


www.kuslarinveucusunkokeni.imanisiteler.com

Güvercinlerin eğitildiğinde çok başarılı oldukları ve algılarının yüksek olduğu daha önce yapılan laboratuvar çalışmalarında bilinen bir gerçektir. Fakat yeni bilimsel bulgular güvercinlerin eğitilmeden sokakta gördüğü yüzleri ayırt edebilme yeteneğine sahip olduklarını göstermiştir.

Yerleşim bölgelerinde yaşayan güvercinlerin insanları yüzlerinden ayırt edebildikleri tespit edilmiştir. Bununla ilgili yapılan deneyde Paris şehir parkında yaşayan güvercinler seçilmiştir. Deneyde fizik ve ten rengi olarak birbirine benzeyen, fakat iki farklı renkte laboratuvar önlüğü giyen iki araştırmacı güvercinleri beslemişlerdir. Güvercinler yemleri yerken bir tanesi güvercinlere karışmadan yemleri yemesine göz yummuş, fakat diğeri onlara pek de dost canlısı davranmamış ve onları kovalamıştır. Bir sonraki sezon geldiğinde ise, daha önce güvercinleri kovalayan araştırmacı bu sefer parktaki güvercinleri hiç rahatsız etmemiş daha doğrusu onlarla ilgilenmemiştir. Yapılan çalışma sonucu, ilkinde güvercinleri rahatsız eden araştırmacı her ne kadar sonrasında hiç onlara karışmamış olsa da, güvercinlerin özellikle o araştırmacıdan uzak durmaya ve ondan kaçmaya özen gösterdikleri görülmüştür.

Araştırmacıların laboratuvar giysilerini çıkarmış olmaları, sonucu değiştirmemiş, güvercinler hala kendilerine ilk kez kötü davranan kişiden kaçmışlardır. Paris Üniversitesi’nde çalışmayı yapan Dr. Dalila Bovet, “Güvercinler yüzleri ayırt edebilirler. Çünkü her iki araştırma görevlisi de bayandı, yaş, ten rengi ve yapı olarak birbirlerine çok benziyorlardı. İlginç nokta bu güvercinler eğitilmemiş olmalarına rağmen bu iki benzer insanı ayırt edebildiler. Bunu yaparken onların yüzlerini referans aldılar, çünkü laboratuvar önlükleri araştırmacıların bütün bedenlerinin %90’ını kaplayacak şekildeydi. Geriye görünen sadece yüzleri kalmıştı.” sözleri ile bu canlıların sahip oldukları mucizevi özelliği şaşkınlıkla dile getirmiştir. Oysa bunda şaşırtıcı bir durum yoktur.  Çünkü kuşlar diğer canlılar gibi Allah’ın ilhamıyla hareket eden varlıklardır.

Akla ve şuura sahip olan insanların bazen benzer insanları karıştırmasına rağmen güvercinlerin sadece bir defa karşılaştıkları birini aylar sonra yine bir araya geldiklerinde hemen fark edip tanıyabilmeleri gerçekten çok büyük bir mucizedir. Üstelik iyi ve kötü davranışı da ayırt edip bunu gördüğü insan ile özdeşleştirebilmesi ve daha da şaşırtıcı olan bir kuşunun bunu hatırlamasıdır. Tabi ki bu durum, Allah’ın kusursuz yaratma sanatına mükemmel bir örnek oluşturur. Ayette şöyle buyrulur:

Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah’)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir. (Mülk Suresi, 19)

Güvercinler Eve Dönüş Yolunu Koklayarak Bulurlar

Güvercinlerin eve geri dönüş yollarını nasıl bulabildikleri hala bir tartışma konusudur. Çünkü onların insanların anladığı anlamda bir yol haritaları yoktur. Üstelik yolculuk esnasında yönlerini gösteren pusulaları da yoktur. Ancak bu canlılar her seferinde evlerini hiç kaybolmadan bulurlar. Çünkü araştırmacılar güvercinlerin atmosferdeki koku ve rüzgârı kullanarak eve dönüş yollarını bulmalarını sağlayan bir haritaya sahip olduklarını göstermiştir.

Güvercinlerin eve dönüş yollarını nasıl bulduklarıyla ilgili olarak kırk yıldır araştırma yapan bilim adamları güvercinlerin koku alma duyuları zarar gördüğünde veya rüzgarlar olmadığında yollarını şaşırdıklarını ispatlamışlardır. Bu bilim adamlarından Hans Wallraff Güney Almanya’nın Würzburg yakınlarında güvercin yuvalarının etrafında 200 km’lik bir alanı içine alacak şekilde 90 ayrı noktadan hava örnekleri toplamıştır. Alınan numuneler farklı oranlarda “uçucu organik bileşikler (koku ve esans -ya da iz kokusu- içeren kimyasallar)” içermekteydi ve bu bileşikler farklı yönlerde azalıyor ya da artıyordu. (Bileşiklerin oranlarının değişkenliğini, kokuyu algılamadaki değişkenlik oluşturur.) Bir güvercin evinin etrafında bir rüzgara maruz kaldığında bileşenin azalan veya çoğalan kokusuna bağlı olarak hangi yönde nasıl bir değişiklik olduğunu hesaplar ve evinin yolunu bulur.

Hiç şüphesiz güvercini sonsuz bir bilgi ve kudretle var eden, ona binlerce kilometre uzaklıktaki bir noktayı şaşmaz bir şekilde bulmasını sağlayan sistemler veren Yaratıcı, alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır. Allah bir Kuran ayetinde şöyle bildirmektedir:

“Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.” (Furkan Suresi, 2)

Koku Alma Duyusunun Güvercinler İçin Önemi

Değişik güvercin türleri, beyinlerinde farklı büyüklüklerde koku alma bölgeleri ve soğancıklarına sahiptirler. Bununla birlikte laboratuvarda yapılan deneylerde, her kuşun kokulara belirli bir tepki gösterdiği belirlenmiştir. Uzun mesafelerden bırakıldıkları halde kümeslerine dönen güvercinler görme duyularıyla birlikte koku duyularını da kullanırlar. Burun delikleri tıkanarak koku almaları engellenen güvercinlerin yuvalarına dönmekte başarısız oldukları defalarca kanıtlanmıştır. Güvercinlerin yuvalarına yakın çevrelerde ağırlıklı olarak görsel işaretleri, aşina olmadıkları ortamlarda ise daha ziyade rüzgarların taşıdığı kokuları değerlendirdikleri düşünülmektedir. Bunlara ek olarak, güvercinler dünyanın manyetik alanını algılayarak da yollarını bulabilirler. Kuşkusuz bu durum Yüce Allah’ın güvercine ilhamıdır. Ayette şöyle buyrulur:

“Rabbi ona: “Teslim ol” dediğinde (O:) “Alemlerin Rabbine teslim oldum” demişti.” (Bakara Suresi, 131)

www.Allahinsanati.imanisiteler.com

Seçim Yapabilen Güvercinler

“Kozalak mı yoksa çam fıstığı mı?”, “Dost mu düşman mı?” gibi bilgileri yorumlamak insan için çok kolaydır. Çünkü Allah insanlara bilinç vererek onlara seçme özgürlüğü tanımıştır. Ancak Iowa Üniversitesinden Psikoloji Profesörü Edward Wasserman, dediği gibi seçicilik ve seçmek sadece insana özgü bir davranış biçimi değildir. Çünkü hayvanların da yaşamlarını devam ettirmek için, doğada neyin yiyecek, neyin zehirli, neyin yırtıcı, neyin zararsız hayvan olduğunu bilmeleri gerekir. Allah’ın ilhamıyla hareket ederek kendilerini koruyan bu canlılardan biri de güvercinlerdir.

Araştırmalar güvercinlerin, objelerin ilgili özellikleri ya da karakterleri ve bunların özelliklerine göre gruplama yapabildiklerini göstermiştir. Bunun için birinci aşama olarak kuşun obje ile ilgili özellikleri bilmesi, ikinci olarak da obje ile ilgili doğru hareketi yapması gerekir.

Bilim adamları güvercinin bu özelliğini tespit edebilmek için bir deney gerçekleştirmişler ve dokunmatik ekran üzerinde bilgisayarda yıldız, spiral ve baloncuklar gibi 2 set halinde 4  oluşturmuşlardır. Böylece Wasserman ve ekibi güvercinlerin dokunmatik ekranı gagalayarak, neyi belirleyip neye dokunduklarını gözlemleyebilmişlerdir. Araştırmada güvercinlerin iki set arasında ayırım yapması beklenmiştir. Örneğin bir sette yıldız varken diğer sette baloncuk şekilleri vardı. Güvercinler, tıpkı insanlar gibi resimlerin özeliklerini görüp buna göre kategorize etmişler ve cisimleri seçerek doğru gruplara koymuşlardır. Bu örnek Allah’ın yaratmasındaki üstünlük ve düzenin kusursuzluğu hakkında bilgi sahibi olunacak önemli bir detaydır. Kainatın var edilmesinden bu yana geçen milyarlarca yılda yaratılan her şey Allah’ın ilmiyle ve O’nun hakimiyetinde gerçekleşmiştir. Rabbimiz’in yaratma ilmi Kuran’da şu şekilde bildirilmiştir:

“O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.” (Mülk Suresi, 3-4)

İletişimi Sağlamak İçin Eğitilen Güvercinler

Çin ordusu olası bir savaş durumunda modern teknolojinin imkanları kullanılamaz hale gelirse geleneksel iletişim altyapısını devreye sokmak amacıyla 10 bin güvercini eğitmeye başlamıştır. Bu güvercinler Çin’in kara ve okyanus sınırlarında konuşlandırılmış birliklerle, Himalayalar’ın eteklerindeki uzak ve dağlık alanlarda bulunan üsler arasındaki iletişimi sağlayacaklardır. Saatte 120 km hızla uçabilen bu güvercinler, yaklaşık 100 gr ağırlığında yük taşıyabilecek şekilde eğitilmektedirler.

Güvercinler bugün olduğu gibi geçmişte de askeri amaçlarla kullanılmışlardır. 1937’de yılında, ABD Hava Kuvvetleri’nden emekli olan Albay Chennault, Japonya’nın işgaline karşı savaşta kullanmak üzere Çin’e yüzlerce mesajcı güvercin getirmiş ve Çin ordusunun ilk güvercin birliğini oluşturmuştur.

İkinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren Normandiya çıkarmasında da, telsiz mesajlarının Naziler tarafından bloke edileceğinden endişe eden İngiliz askerleriyle iletişim kurmak için yüzlerce güvercin kullanılmıştır. Çıkarmanın başarıyla sonuçlandığı haberini de Londra’ya bir güvercin ulaştırmıştır. Güvercinlerin askeri açıdan kullanılmasında Allah’ın bu canlılara bahşettiği yön bulma yeteneğinden faydalanılır. 

Güvercinlerin üst gagasını kaplayan deri, duyusal sinir hücresine giden ince liflerinde (dendritlerinde) demir içeren maghemit ve manyetit parçacıklara sahiptir. Dünya’nın dış manyetik alanına çok duyarlı olan, özel yaratılmış bu alıcılar, üç boyutlu ve oldukça kompleks bir yapıya sahiptir. Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşim sağlayan manyetitli hücreler algıladığı verileri sinirlere iletir, sinirler ise bunları elektrik sinyallerine çevirerek beyne yorumlaması için gönderir. Güvercin, yapısındaki sistemlerin mükemmel uyumu sayesinde binlerce kilometre uzaklıktaki yerin konumunu bulabilir ve bu hesap hiç şaşmaz.

Masaüstü Görünümü