Harun Yahya

Hz. Musa (as) kıssasından ahir zamana işaretler


Adnan Oktar Hz. Musa kıssasını açıklıyor -2- 

Adnan Oktar'ın 7 Kasım 2009 tarihli Kral Karadeniz ve Tempo Tv röportajından


 

Adnan Oktar: Taha Suresi'nde diyor ki Cenab-ı Allah Hz. Musa (as)'a, "Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz." Yani asası için. Sürekli Cenab-ı Allah "korkma" diyor Hz. Musa (as)'a. Bir korku hakim olduğu dönem. Korku yönüyle de biliyorsunuz Hz. Mehdi (as), Hz. Musa (as)'a benzer. Yani hep böyle korkulacak olayların olacağı bir ortam olacaktır. Hz. Mehdi (as) cesur olacak, fakat ortam korkulacak ortam olacak. "Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın." Beyaz bir ele dikkat çekiliyor ahir zamanda. O eli, diyor, insanlar oturduğu yerden görecekler. Beyaz bir el, ki bu Hz. Mehd (as)'ın elidir. İnşaAllah. Yatsı vaktinde çıkacak diyor zaten Hz. Mehdi (as). İnsanlar onu oturduğu yerden görecekler diyor, Hz. Mehdi (as)'ı diyor.

Sunucu: Oturduğu yerden görebilmesinin yolu da internet ve televizyon.

Adnan Oktar: Dedi ki: "Rabbim, benim göğsümü aç." Çok heyecanlı, göğsümü aç, yani bazen heyecandan kalbinde şiddetli çarpıntı oluyor Hz. Musa (as)'ın. "Bana işimi kolaylaştır." "Dilimden düğümü çöz." Heyecandan zaman zaman dili karışıyor Hz. Musa (as)'ın. Yani, heyecanlandığında konuşma güçlüğü çekiyor. Buna karşı, yani o durumdan kurtulmak için diyor ki, "Ailemden bana bir yardımcı kıl," "Kardeşim Harun'u" Yanımda diyor, yani, konuşacak birisi olsun ki heyecanlandığımda ona sözü vereyim, o devam ettirsin. Yani, dilim dolandığında. Hz. Mehdi (as)'ın da böyle bir özelliği vardır. Sağ elini sol dizine vurur diyor, kastedilen aslında böyle bir olaydır. Yoksa sol dizine net vurma değil, mecazi anlamda. Onun da dilinde bir tutukluk olacaktır, Hz. Mehdi (as)'ın da zaman zaman. Yani heyecana bağlı olarak dilinde tutukluk olacaktır, ona dikkat çekiliyor. "Şüphesiz Sen bizi görüyorsun." diyor Hz. Musa (as). Şu anda da Allah bizi görüyor, her yönden, her yerden görüyor. "Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir." Ahir zamana dikkat çekiyor. Bakın diyor ki,  "onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim." Kıyametin vaktini, bakın "onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim." Demek ki zamanı geldiğinde açıklanacak. Hiç haber vermeyeceğim demiyor Allah. Neredeyse gizleyeceğim diyor. Buradan anlıyoruz ki, Resullah (sav)'in hadislerinden de hani 7000 yılla ilgili olan hadislerden, diğer hadislerden de, bu olayın gerçekleşeceğini anlıyoruz inşaAllah.

"Onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın" Hz. Mehdi (as)'a burada işaret var. Demek ki su olan bir yerde, denizin kenarında olacak Hz. Mehdi (as). Bakın diyor ki, "su onu sahile bıraksın" demek ki sahile yakın bir yerde olacak Hz. Mehdi (as). Kuran'da bunlar hiç böyle boş yere anlatılmaz. Birşey anlatılır orada, bir sır anlatılır. Bir hikmet vardır. Mesela, Süleyman kıssasında, Zülkarneyn kıssasında, Kehf kıssasında hepsinde bir hikmet vardır. "Gözümün önünde yetiştirilmen için, Kendim'den sana bir sevgi yönelttim." Hz. Mehdi (as) da çok sevilecek ama sonradan. Başlangıçta herkes kaçıyor Hz. Mehdi (as)'dan. Nasıldı hadis?

Oktar Babuna: Kendi çobanından kaçan koyunlar gibi diyor.

Adnan Oktar: Evet, insanlar kaçacaklar. " Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk." Bak babana demiyor, annene. Yani babası yok, annesi var sadece. Hz. Mehdi (as)'ın da babası olmayacak. Yani, vefat etmiş olacak küçük yaştayken, yetimdir Hz. Mehdi (as), ona işaret ediyor. " Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın." Demek ki annesi öyle üzülebilecek bir insan, Hz. Musa (as)'ın annesi. Bu da bir işarettir. "Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin." Yani, Hz. Mehdi (as) ve Hz. İsa (as). İki kardeştirler, ayetlerimle gidin. "İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor." Şimdinin firavunu nedir? Darwinizm, materyalizmdir. "Ona mülayim söz söyleyin. Umulur ki öğüt alıp düşünür veya içi titrer korkar." Yani güzel söz söyleyin sert konuşmaktan kaçının, ağır konuşmaktan kaçının. Hakaretamiz konuşmaz Müslüman. Mülayim konuşacak. Bakın, diyor ki Cenab-ı Allah, "umulurki öğüt alıp düşünür", gururunu kırmak çok tehlikelidir insanların. Yani, bak seni nasıl hiza ettim demeyeceksin. Allah bildiriyor biz de vesile oluyoruz, diyeceksin. "Veya içi titrer korkar" belki Allah’tan korkar diyor Cenab-ı Allah. Bakın bir daha söylüyor, "Dedi ki: Korkmayın çünkü ben sizinle birlikteyim, işitiyor ve görüyorum." İşte ahirzamanın da bir işaretidir bu yani. Korku ortamında Müslüman korkmayacak. Allah’tan başka hiç bir şeyden korkmayacak. “Dedi ki: Bizim Rabbimiz herşeye yaratılışını veren..." Diyor ki Firavun önce, "Dedi ki sizin Rabbiniz kimdir Ey Musa?" Soru soruyor Musa’ya. "Dedi ki: Bizim Rabbimiz herşeye yaratılışını veren..." Bakın, ilk önce neyi anlatıyor, hangi konuyu anlatıyor? Yaratılışı anlatıyor. Biz ne yapıyoruz önce yaratılışı anlatıyoruz.  İşte onun için yaratılışçılar diyorlar. Diyor ki, "bizim Rabbimiz herşeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir." Sonra da din anlatılıyor doğru yol dindir, hak olan dindir. "Firavun dedi ki", bakın dikkat edin, çok önemli; “İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?" onlar nasıl yaratıldı diyor, ilk insanlar. Var ya Darwinistler diyor ya mağara adamları, o zaman da bunlar inanıyorlar buna. Darwin'in aynı inancındalar. Ona delil getiriyor. O zaman onları açıkla bana diyor. Onlar da böyle ilkel varlıklardan insanların geliştiğine inanıyorlar. Yani Nil’in çamurlarından oluştuğuna. İlkel mahlukların sonradan evrimleşip, geliştiğine inanıyorlar. O zamanın evrimcisi bak Hz. Musa (as) ile ilk konuştuğu konu bu. Yaratılış konusu üstüne konuşuyor. Ve sorusu da bu. "Dedi ki ilk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?", o zaman onu bana anlat diyor. "Dedi ki", Hz. Musa (as) cevap veriyor, " bunun bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır." Tabi ayetin ilk anlamı, kaderde o Allah Katında bellidir, herşeyi Allah yaratmıştır, onları da Allah yaratmıştır. Kaderinde olduğu için bütün insanlık yaratılıyor, onlar da kaderde neyse o şekildedir diyor. Ama ikinci bir işari anlamı olarak da Rabbimin Katında bir kitaptadır bunun cevabı. Bir kitap. Ahir zamandaki herhangi bir kitap olabilir. Herhangi bir eser olabilir. Yani onu, Darwinistlere haber veren herhangi bir eser. Buna da işaret eder aynı zamanda. Yani işari mana olarak. Ama ilk anlamı budur. "Benim Rabbim, şaşırmaz ve unutmaz." Diyolar ya onlar, yani tesadüfen oldu herşey. Cenab-ı Allah tesadüfün olmadığını bildiriyor, “Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz” diyor, buna cevap veriyor. "Ki Rabbim yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı." Yani yeryüzünü, bu sefer de bak yaratılış, kainatın yaratılışını söylüyor. Biz ne yapıyoruz, Big Bang’i anlatıyoruz, kainatın yaratılışını anlatıyoruz. Bakın bütün peygamberler, yaratılışı, dünyanın yapısını, ilk onların kafasına takılan konuları anlatıp ikna ediyorlar. "Onda sizin için yollar döşedi ve gökten su indirdi." Yani bütün herşeyi Allah yaratır diyor, "böylelikle bununla her tür bitkiler ve çiftler çıkardık." Bak bu sefer bitkilerin yaratışını anlatıyor. "Ve çiftler", çift olarak bütün bitkiler yaratılmış diyor. Daha yeni anladı biyoloji bilimi, çiftler olarak yaratıldığını bitkilerin. Değil mi? Erkek, dişi organ olduğunu daha yeni anladı. "Yiyin ve hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz bunda sağ duyu sahipleri için elbette ayetler vardır." Yani aklı başında normal düşünenler için ayetler vardır, diyor Cenab-ı Allah. "Yiyin" diyor bütün nimetlere, meyvalara, sebzelere herşeye dikkat çekiyor Cenab-ı Allah. "Hayvanlarınızı otlatın", bak önce bitkiler sonra hayvanlardan. Yani kuzular, keçiler, koyunlar artık ne varsa hepsi. Hayvanlarınızı otlatın yani Allah’ın verdiği nimetleri de düşünün diyor Allah. "Şüphesiz" diyor Allah, "bunda sağ duyu sahipleri için elbette ayetler vardır. Sizi ondan yarattık ona geri vereceğiz" yani topraktan yaratıldınız bu sefer de ölümü anlatıyor. Geri toprağa döneceksiniz. Sizi bir kere daha oradan çıkaracağız. Yerden kalkıp canlanacaksınız ahirete geçeceksiniz diyor. "Andolsun" diyor bak, Cenab-ı Allah, "biz ona ayetlerimizin tümünü gösterttik fakat o yalanladı ve ayak diretti." Şimdi ne yapıyorlar, hem yalanlıyorlar hem ayak diretiyorlar. "Dedi ki: Ey Musa, sen bizi sihrinle yurdumuzdan sürüp çıkarmaya mı gelmiş bulunuyorsun?" Yani sıkışınca bu sefer siyasi suç itham etme. Çete suçlamasında bulunuyor, yani bir örgüt olarak devleti mi yıkacaksın, bize mi zarar vereceksin, nedir yani senin çıkarın? "Ey Musa sen bizi sihrinle, büyü yapıyorsun" diyor yani yalan yaptıkların diyor. "Yurdumuzdan" yani milliyetçi bir söylem kullanarak ona karşı bir psikolojik baskı yapmaya çalışıyor. Sahtekarlık yaparak. "Sürüp çıkarmaya mı gelmiş bulunuyorsun?" Bize zarar vereceksin diyor, yıkacaksın, sistemimizi yıkacaksın. Madem böyle biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz. Şimdi bizim karşımıza değil mi onlar da uydurma izahlarla geliyorlar, işte abuk subuk izahlarla geliyorlar görüyorsunuz. "Şimdi bir buluşma zamanı ve yeri tespit et. Bizimle senin de karşı olamayacağımız açık ve geniş bir yer olsun." Biz ne yapıyoruz şu an. Bütün milletin gözünün önünde televizyonlarda tartışıyoruz. Bakın, ayet ne diyor? "Bizim de senin de karşı çıkamayacağımız açık, geniş", geniş niçin, bütün halk duysun. "Musa dedi ki buluşma zamanımız bayram günü, bayram günü ve insanların toplanacağı kuşluk vakti olsun." En kalabalık olduğu vakti seçelim diyor. En fazla kitleye hitap edelim diyor. "Böylelikle Firavun arkasını dönüp gitti hileli düzenini biraraya getirdi sonra geldi." Yani birçok adamlarını, profesörlerini, doçentleri ne varsa kendi kafasına göre, onları topluyor, o devre göre. "Musa onlara dedi ki size yazıklar olsun, Allah’a karşı yalan düzüp uydurmayın sonra bir azap ile kökünüzü kurutur", Allah bir bela verir size diyor, ekonomik çöküntü olabilir başka türlü olabilir, di mi herşey olabilir. "Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir" diyor Hz. Musa. "Bunun üzerine kendi aralarında durumlarını tartışmaya ve gizli konuşmalara başladılar" tam bir masonik yöntem bu. Bak, üst elit tabaka kendi aralarında durumlarını tartışmaya ve gizli konuşmalara başladılar. Masonluğun özelliği gizliliktir. Ketumiyet ve gizlilik. O devrin masonudur firavun. Ve o devirden kalma yazılarda sembollerde bütün masonik sembolleri görüyoruz. Yani bütün masonik sembolleri vardır, Firavun da o devrin masonudur. Yani meşriki azamdır yani en yüksek dereceli masondur. "Dediler ki bunlar herhalde iki sihirbazdır." Onların aleyhinde propagandaya başlıyorlar. O devrin basını, televizyonu, radyoları. "Sizi sihirleriyle yurdunuzdan sürüp çıkarmak", bak, iftiraya bak yani halkı en tahrik edecek şey bu diyorlar. Yani onları vatanını milletini elinden alacak senin diyor, yok edecek seni diyor. "Ve örnek olarak, tutturduğunuz yolunuzu, dininizi yok etmek istiyor." Ahir zamanda çıkacak İstanbul’daki hoca ne diyecekti Hz. Mehdi (as)'a?

Sunucu: Evet, dinimizi yok ediyor, dinsizliğe sevk ediyor diyecekti evet.

Adnan Oktar: Bu ne diyor? Örnek olarak tutturduğunuz yolunuzu dininizi yok etmek istiyorlar bak, dininizi yok etmek istiyorlar. Aynısı, Hz. Mehdi (as)'a olan hitabın aynısı. Tarih değişiyor vakalar değişmiyor. Allah’ın sünneti değişmiyor hep aynı. "Bundan ötürü tuzaklarınızı biraraya getirin", bak tuzak hazırlıyorlar Hz. Mehdi (as)'a. O zaman da Hz. Musa (as)'a yapıyorlar. "Sonra gruplar halinde gelin", yani onlara meydan okuyor Hz. Musa (as). "Bundan ötürü sonra tuzaklarınızı biraraya getirin, sonra gruplar halinde gelin" beşer beşer, onar onar yani hepiniz gelin diyor. Ne kadarınız varsa diyor, gelin. "Bugün üstünlük sağlayan gerçekten kurtulmuştur." Ama bunlar tabi meydan okuyorlar, bundan ötürü bak tuzaklarınızı bir araya getirin sonra gruplar halinde gelin, bugün üstünlük sağlayan gerçekten kurtulmuştur. "Ey Musa dediler ya sen at, asanı, önce veyahut biz atalım." Yani ya sen tartışmaya başla ilk delilini ver ya biz atalım diyorlar. Bak "tuzaklarınızı biraraya getirin sonra gruplar halinde gelin, bugün üstünlük sağlayan gerçekten kurtulmuştur." Önce bir oyun hazırlıyorlar. İnşaAllah. "Dedi ki, hayır siz atın, sonra hemen ne görsün sihirlerinden dolayı ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü" yani darwinistler de öyle deliller veriyor ki insanlar hakikaten varmış zannediyorlar. Halbuki çizim, değil mi ne rekonstrüksiyon diyorlar. Hayali çizimler. "Kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü" diyor. "Musa bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı" yani, bunlarlan nasıl ben şey yapacağım. "Korkma dedik" diyor Allah bak bir daha korkma dedik. "Muhakkak sen üstün geleceksin." Hz. Mehdi (as) da yani illa ki üstün gelecek. "Sağ elindekini atıver onların yaptıklarını yutacaktır. Çünkü onların yaptıkları yalnızca büyücü hilesidir, büyücü ise nereye varsa kurtulamaz." Sağ elindekini atınca ne ispat ediyor, yaratılışı ispat ediyor. Çünkü hepsini yutuyor, bir anda yılan oluşuyor. Evrim yok. Evrimin olmadığını görüyorlar. Değil mi? bak, "çünkü onların yaptıkları yalnızca büyücü hilesidir büyücü ise nereye varsa kurtulamaz. Bunun üzerine büyücüler secdeye kapandılar." İmana geliyorlar. "Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik dediler." Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik. Yani hak peygamber olduklarına, diyor onların getirdiği hak dine iman ettik diyorlar. "Firavun dedi ki, ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi?" O zamanın işte iddia edilen Ergenekon örgütü. O zamanın firavunu ve deccali. Bak, ona sorulacak yani iman etmek için adamın iddiasını görüyor musun? Yani alçağın ifadesine bakın. Sen kimsin?

"Şüphesiz o size büyüyü öğreten büyüğünüzdür." Yani Hz. Musa (as)’ı da küçük düşürmeye çalışıyorlar. Büyüyü size o öğretti diyor. Zaten büyü diyor yaptıklarınız yalan diyor ve Hz. Musa (as)’ı suçluyor. "O halde ben de ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim" tam iddia edilen ergenekon örgütünün zulüm yöntemlerinden, "keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım." Asacağım sizi diyor. "Siz de elbette hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız" yani Haşa Allah’ın azabı mı benim azabım mı o zaman anlayacaksınız diyor. Haşa. "Dediler ki bize gelen apaçık delillere", şimdi biz de şimdi apaçık delil veriyoruz değil mi "ve bizi Yaratana seni asla tercih edip seçmeyiz." Meydan okuyorlar. Asla sana bağlanmayız diyorlar.

"Neyse hükmünü yürütebileceksen durmaksızın hükmünü yürüt." Elinden geleni arkana koyma diyorlar. "Sen yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin." Başka da birşey yapamazsın diyorlar. En fazla şehit edersin. O da zaten aradığı birşey. MaşaAllah. "Gerçekten biz Rabbimize iman ettik" diyor, Elhamdülillah MaşaAllah, "günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşı zorlayarak sürüklediğin suçumuzu bağışlasın." İddia edilen Ergenekon örgütü nasıl insanlara suç işletiyor, cinayet işletiyor, ahlaksızlık yaptırıyor, bak diyor ki, "günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşı zorlayarak", şu anda da zorlayarak insanlara ahlaksızlık yaptırıyorlar, o değil mi iddia edilen ergenekon örgütüne zorla üye ediyorlar insanı. "Sürüklediğin", bak sürükleme ne demek, zorlamak. "Suçumuzu bağışlasın Allah" diyor. Daha hayırlıdır, daha süreklidir. "Allah daha hayırlıdır ve daha süreklidir" diyor. Cenab-ı Allah. "Gerçek şu ki kim Rabbine suçlu günahkar olarak gelirse hiç şüphe yok onun için cehennem vardır onun içinde ne ölebilir ne dirilebilir." Ölmeyi diliyorlar fakat ölemiyorlar. Kurtulmak istiyor kurtulamıyor. Ayet ona dikkat çekmiş.

"Kim ona iman edip salih amellerde bulunarak ona gelirse işte onlar, onlar için de yüksek dereceler vardır içlerinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adnen cennetleri de onlarındır. Ve işte bu arınmış olanların karşılığıdır." Adnen. Peygamberimiz (sav) de biliyorsun Ben-i Adnan’dır. Evet onun soyudur. Evet güzel bir isim. Kuran’da geçen bir isim. Kendi ismim olduğundan da çok hoşuma gidiyor tabi, maşaAllah.
 

Adnan Oktar'ın Hz. Musa kıssası ile ilgili açıklamaları -3- 

Adnan Oktar'ın 10 Kasım 2009 tarihli Mavi Karadeniz, Ekintürk ve Kocaeli Tv röportajından

Masaüstü Görünümü