Harun Yahya

Müslümanlar ve Hıristiyanlar Aynı Allah'a Mı İnanıyorlar?



ABD'nin Illinois eyaletindeki Evanjelik Protestan Wheaton Koleji'nde çalışan bayan profesör Larycia Alaine Hawkins, Liberty Üniversitesi Rektörü Jerry Falwell Jr.’ın “Müslümanları bitirin” sözüne tepki olarak başörtüsü takıp çektiği resmini Facebook’ta paylaştı. Hawkins'in kısa sürede medyaya yansıyan ve büyük ilgi toplayan resminin altında şu sözler yazıyordu: “Bizler aynı Allah’a inanıyoruz.”[1]

Prof. Hawkins'in paylaşımı yüzyıllardan bu yana sorulan şu soruyu bir kez daha gündeme taşımış oldu: "Müslümanlar ve Hıristiyanlar aynı Allah'a mı inanıyor, aynı Allah'a mı dua ediyorlar?"

Okul yönetimi tarafından kısa sürede görevine son verilen Prof. Hawkins bu soruya ilişkin görüşünü Facebook sayfasında yazdığı yazıda şöyle dile getirdi:

“... Müslüman komşularımı onlarla aynı insani dayanışma içinde olduğum için, aynı hamurdan olduğumuz için, aynı insanlık beşiğinden geldiğimiz için seviyorum. Onlarla aynı dini duruş içerisindeyim çünkü Papa Francis’in geçen hafta söylediği gibi bizler aynı Allah’a inanıyoruz..."[2]

Bu sözler üzerine Billy Graham Evanjelik Birliği'nin ve Samaritan's Purse isimli uluslararası yardım kuruluşunun Başkanı Franklin Graham da kendi Facebook hesabında şu sözleri paylaştı: "İslam, Allah’ın bir oğlu olduğunu reddeder. İsa’nın Allah olduğunu da. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’a, yani üçlemeye inanmaz. Dolayısıyla İslam'da ve Hıristiyanlık'ta aynı Allah’a ibadet edilmemektedir."[3]

Prof. Hawkins'in dinler arası birliği ve kardeşliği savunan iyi niyetli, barışçıl yaklaşımı bir yana, Graham'in sözlerinde kavramsal açıdan doğruluk payı yok değil. Gerçekten de günümüzde Hıristiyanlar biz Müslümanların dua ettiği Bir ve Tek olan Allah'a dua etmiyorlar. Bunun nedeni ise Hz. İsa'nın getirdiği Hıristiyanlığa sonradan eklenen üçleme inancı.

Bu inanç nedeniyle bugün yaşanan Hıristiyanlık Hz. İsa'nın getirdiği Hıristiyanlık'tan tamamen uzaklaşmış durumda. Hz. İsa'nın getirdiği Hıristiyanlık insanları Allah'ın birliğine davet ederken, günümüzdeki Hıristiyanlık anlayışına "Baba", "Oğul" ve "Kutsal Ruh"tan meydana gelmiş üçlü bir Allah inancı hakim. Üçleme, bugünün Hıristiyanlığında en önemli imani şartlardan biri.

Oysa ne Musevilerin kutsal kitapları olan Eski Ahit'te, ne de Hıristiyanların kutsal kitabı olan İncil'de üçleme inancı yer almıyor. Öyle ki tahrif edilmiş Yeni Ahit İncillerinde dahi Allah'ın birliğine yönelik ifadeler hala bulunuyor. Çok sayıdaki bu ifadelerden bazıları şöyle:

"Tek bir Allah vardır…" (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 2:5)

"İsa ona şöyle karşılık verdi: '… Allah’ın Rab’be tapacak, yalnız O’na kulluk edeceksin' diye yazılmıştır." (Matta, 4:10)

"Kurtarıcımız Tek Allah’a yücelik olsun..." (Yahuda’nın Mektubu, 1:24)

İnciller'de de görüldüğü üzere, Hz. İbrahim, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Nuh, Hz. Şuayp ve diğer tüm peygamberler gibi Hz. İsa da insanları Bir ve Tek olan Allah'a iman etmeye, O'nun emirlerini yerine getirmeye davet etmiştir. Tevhid inancı ile tamamen çelişen üçleme, peygamber olarak gönderilen Hz. İsa'ya ilahlık atfeden yanlış bir inanıştır. Bu kavramın ilk Hıristiyanlar tarafından bilinmediği ve Hıristiyanlık içerisine ancak 4. yüzyılda sokulduğu Yeni Katolik Ansiklopedisi'nde şöyle belirtilir:

"Roma Katolikliği ve Hıristiyanlığın çeşitli kollarının üçleme tartışması, ortaya hayali bir görüntüden başka bir şey koymamaktadır. İki gelişme ortaya çıkmıştır: Bir yanda içlerinde gittikçe artan sayıda Roma Katoliğinin de bulunduğu İncil yorumcusu, bu konuda ciddi bir yetkiye sahip olmadan kişilerin Yeni Ahit’deki üçleme kavramından bahsetmemeleri gerektiğini kabul etti; diğer yanda, tarihçi ve Hıristiyan teologların, üçlemeden bahseden birinin ancak Hz. İsa'dan sonraki dördüncü asrın son çeyreğine uzanabileceği itirafı. Gerçekten de 'üç şahsiyetli bir İlah' inancı, Hıristiyan inanç ve düşüncesine dördüncü asrın son çeyreğinde girmiştir."[4]

Üçleme inancına sahip Hıristiyanlar Allah'ın Zatı'nın Hz. İsa'da bir insan olarak beden aldığı iddialarına İnciller'de geçen 'Allah'ın oğlu' ifadelerini delil gösterirler. Oysa İnciller'de geçen 'Allah'ın oğlu' ifadeleri, iman edenlerin Allah'ın sevgili kulları olduğunun güzel bir ifadesidir. Matta İncili'nde bu gerçek, "Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı oğulları denecek." (Matta, 5:9) ifadesiyle izah edilir.

Öte yandan Hz. İsa hiçbir zaman kendisinin Allah olduğunu söylememiştir. Markos İncili'nde yer alan bir başka pasaj, Hz. İsa'nın kendisinin ilahlaştırılmasına, hatta övülmesine dahi karşı olduğunu, kendisini insanlara 'yalnızca bir kul' olarak tanıttığını göstermektedir:

"İsa yola çıkarken biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp ona: 'İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?' diye sordu. İsa ona, 'Bana neden iyi diyorsun?' dedi, 'İyi olan tek biri var, O da Allah'tır.'" (Markos, 10:17-18)

Ünlü İngiliz dinler tarihçisi Karen Armstrong Hz. İsa'nın hiçbir zaman 'Ben Allah'ım' demediğini şu sözlerle açıklar: "Hz. İsa hiçbir zaman 'Ben Allah'ım' ya da 'Allah'ın oğluyum' dememiştir. Hz. İsa için 'Allah'ın oğlu' tabirini Aziz Pavlus dile getirmiştir ama bu, Musevilik'teki 'Allah'ın oğlu' deyişiyle aynı anlamdadır. Bu tabirle Allah'la özel bir yakınlığı olan, özel bir göreve haiz normal bir insan kastedilir."

Karen Armstrong'un bir kitabından faydalanarak hazırlanan belgesel üçleme inancının ortaya çıkışını şöyle anlatır: "4. yüzyılda Mısır'ın İskenderiye şehrinde Arius isimli bir rahip Hz. İsa'nın Allah'la bir tutulamayacağını, Allah'a mükemmel şekilde itaat ettiği için ilahi statüye yükseltilmiş normal bir insan olduğunu ileri sürer. Bu sözler büyük bir tartışma başlatır ve Kilise'yi ikiye böler. İmparator Konstantin Kilise'nin ikiye bölünmesine razı olmaz ve İznik'te bir konsil toplar. Bu konsilde Hz. İsa tamamıyla 'İlahi' ilan edilir. Tüm Hıristiyan kiliseleri İznik Amentüsü olarak bilinen bir bildirgeyi kabul eder. Ne var ki Doğu kiliseleri tartışmaya devam eder. Sonunda tartışmalar şu düşüncede birleşir: 'Allah insanlara Kendini üç şekilde gösterir: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh.' Bu düşünce daha sonradan üçleme adını alır. Ama tartışmalar yine son bulmaz. Şimdi de Hıristiyanların kafası karışmış, şu soruları sormaya başlamışlardır: 'Bir Allah mı var, iki mi, üç mü? Eğer üç tane Allah varsa, bizler nasıl monoteist olabiliriz?'"[5]

Princeton Üniversitesi Din Profesörü Elaine Pagels bu soruya şöyle cevap veriyor: "Hıristiyanlık elbette ki monoteist bir din değildir."

Gerçekte Allah'ı Bir ve Tek İlah olarak kabul eden bir İbrahimi din olan Hıristiyanlığın Hz. İsa'nın Allah Katına alınmasının ardından tahrif edilip üçlü bir Allah inancına dönüşmesi, Hıristiyanlığa verilen en büyük zarardır. Hıristiyanlığın bir şartı gibi sunulan bu inanç, günümüz Hıristiyanlarının Allah'ı gereği gibi tanıyamamalarına, gençlerin kendilerini yaratan Allah'ı, O'nun kendilerine gönderdiği dini yanlış öğrenmelerine ve bunun sonucunda da Hıristiyan dünyasının büyük bir maneviyat kaybına uğramasına yol açmaktadır.

Tüm bunların yanı sıra, Hıristiyan dünyasında üçlemeyi kabul etmeyen geniş bir kesim bulunmaktadır. Birçok Hıristiyan mezhep ve bağımsız akım mensubu, ilahiyatçı, bilim adamı, araştırmacı, yazar üçleme inancını reddetmektedir. Gerçek Hıristiyanlığın Bir ve Tek olarak Allah'a iman etmeyi emrettiğini söyleyen ve Allah'a bağlı kalan bu samimi Hıristiyanlar ile İslam dini mensupları Allah'a kesin bir bilgiyle iman etmek, O'na hiçbir şeyi şirk koşmamak, Allah'ın yarattığı kadere inanmak, O'nun emrettiği ibadetleri yerine getirmek gibi ortak temel iman esaslarına göre yaşarlar. Böylece Allah'ın Hz. İbrahim'e indirmiş olduğu hak dinde birleşir, aynı Allah'a inanır, aynı Allah'a dua eder, aynı Allah'a ibadet ederler. Dolayısıyla üçlemeyi reddeden Hıristiyanlarla Müslümanlar, evet, aynı Allah'a inanır, aynı Allah'a dua ederler. Duamız, üçlemeye inanan Hıristiyanların da bir an önce gerçeği fark etmeleri, dinlerinin özünde yer almayan batıl üçleme inancını terk edip Allah'a dönmeleri yönündedir. Hz. İsa'nın kulluk ettiği, ibadet ettiği, dua ettiği Allah'a, O'na hiçbir şeyi ve hiç kimseyi ortak koşmadan yönelmeleri, Hz. İsa'ya olan bağlılıklarının asıl ispatı olacaktır.  

Üçlemeye inanan tüm Hıristiyanlar vicdanlarıyla düşünüp bilmelidirler ki Allah Birdir, Tekdir, O'ndan başka İlah yoktur. Her şeyi yoktan yaratan, en güzel biçimde kusursuzca var eden, her şeyin iç yüzünden ve gizli yönlerinden haberdar olan, ezeli ve ebedi olan, doğmamış, doğurulmamış olan, her türlü eksiklikten yüce olan, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, şanı büyük olan, ihsanı bol olan, esirgeyen, bağışlayan O'dur. Bütün evrenin sahibidir. Her şeyin üzerinde gözeticidir. Dua edenin duasını duyan, ibadetlerini gören, din gününde küçük büyük her iyiliğin karşılığını misliyle verecek olandır.

 


[1] http://edition.cnn.com/2016/01/06/us/wheaton-college-professor-hijab/
[2] http://edition.cnn.com/2016/01/06/us/wheaton-college-professor-hijab/
[3] http://www.christianpost.com/news/franklin-graham-wheaton-college-must-fire-hijab-wearing-professor-larycia-hawkins-155831/
[4] The New Catholic Encyclopedia, Cilt: XIV, S: 295.
[5] A History of God, Karen Armstrong, https://www.youtube.com/watch?v=KJkNs512Lsk



Adnan Oktar'ın EKurd Daily & MBC Times'da yayınlanan makalesi:

http://ekurd.net/muslims-christians-same-god-2016-03-14

http://www.mbctimes.com/english/muslims-christians-worship-same-god


Masaüstü Görünümü