Münafıklar, Kuran’da pek çok ayette anlatılan ve müminlerin dikkat etmeleri bildirilen insanlardır. Bu nedenledir ki, kendisine Kuran’ı rehber edinen bir mümin, münafıklara karşı dikkatli olmak, onların özelliklerini bilmek durumundadır. Çünkü Kuran ahlakını yaşayan her mümin topluluğu, mutlaka münafıklarla karşılaşacaktır. Sayın Adnan Oktar da bu nedenle röportajlarında sık sık münafıklarla ilgili açıklamalar yapmakta ve tüm Müslümanları münafıklara ve şeytanın en büyük oyunlarından biri olan münafıklık tehlikesine karşı uyarmaktadır.
Münafık kimdir?

Münafıkların Temel Özellikleri
İnkar Edenlere Bilgi Taşırlar
“Münafığın özelliği, içerideki bilgiyi küfre taşımasıdır. Mesela küfür daha açıktır. Merttir küfür. O yönüyle açıktır. “Ben senin düşmanınım” der, karşısına geçer göğüs göğüse mücadele eder. Ama münafık alçaktır, “Ben Müslümanım” der, gelir içeriden bilgiyi alır, gider küfre ve Müslümanların zıtlarına onu aktarır. Ve münafıklığına yine devam eder, Müslümanların yanına yine gider “ben Müslümanım” der. Onlara da “ben de sizdenim” der. Yani Allah ayette diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım, “Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla... ” diyor (Nisa Suresi, 143). Onlarla da geçinemiyorlar yani küfürle de geçinemezler. “Kalpleri parça parçadır” diyor Allah. “Onların kalpleri parçalanmadıkça, kurdukları bina kalblerinde bir şüphe olarak sürüp-gidecektir... ” (Tevbe Suresi, 110) diyor, yani “ölmedikçe de bundan vazgeçmez” diyor. Ancak Allah onlar için ölüm vaat etmiş, “onların eceli geldiğinde öldüklerinde cehenneme gittiklerinde azgınlıkları durur” diyor Allah. Münafık özel yaratılmıştır; yani şeytanın en gelişmiş, en aşağılık vasfını taşıyan varlıklardır münafıklar.” (Sayın Adnan Oktar’ın 18 Mart 2009 tarihinde Çay TV canlı röportajından)
Konuşmalarından ve Bakışlarından Tanınabilirler
“Tabii münafık az, kıt akıllı olur. Kendini çok akıllı zanneder. Münafık böyle karşısındakini kandırmaya etkilemeye yönelik basit ve adice kötü taktikler yapar. O da çok sırıtır ve çok belli olur. Yani çok özür dilerim, zırvalama tarzında böyle münasebetsiz ve mantıksız bir üslup geliştirir. Kuran’ın mantığına üslubuna uygun olmayan, riyakar, oyuncu ve sinsi bir üslup geliştirir oradan anlaşılır. Allah’ın dilemesiyle. Ama bakışlarında da bozukluk oluyor onların. Konuşmalarında da bozukluk olur. Ama “Allah dilerse” “...böylelikle onları simalarından tanırsın. Andolsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın...” (Muhammed Suresi, 30) diyor Allah, onların bakışlarından anlarsınız diyor, bozuk konuşmalarından anlarsın diyor, yani zaten Kuran’da da onların bozuk konuşmalarından çok fazla örnekler verilmiş.” (Sayın Adnan Oktar’ın 10 Şubat 2009 tarihinde Tempo TV’de yayınlanan canlı röportajından)
Fedakarlık Yapmamak İçin Sürekli Bahane Öne Sürerler
“Onlardan bir topluluk da: ‘Gerçekten evlerimiz açıktır’” (Ahzab Suresi, 13) “Annem, babam bizi bekliyor” diyor. “Evliyim ben” diyor. “Bir evin bir çocuğuyum” diyor, “bir evin bir kızı”. “Titriyorlar üstüme” diyor, böyle kuş gibi. “Gerçekten evlerimiz açıktır diye Peygamberden izin istiyorlardı.” Bak, sahtekarlar için ne diyor Allah: “Oysa onlar(ın evleri) açık değildi...” (Ahzab Suresi, 13) diyor Allah. “Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.” Yani sahtekarca yalan söylüyorlar.
İnsanlarda bu ahlaksızlık, toplumda çok yaygındır dünyada. Kalbinde olmayanı söyler samimiyetsizce. Mesela bir şey vardır, açıkça söylemez onu, halbuki çıkarıyla çatışıyordur, sahtekarlık yapar. “Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: ‘Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti.’” (Fetih Suresi, 11) Bak, mallarımız ve ailelerimiz. “Ticaretle uğraşıyoruz” diyor, “işimiz gücümüz var, tahsil yapıyoruz” diyor. “Kariyerimiz var, para kazanacağız” diyor. Bir de aile, anne, baba, oğul meşgul etti. “Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.” (Fetih Suresi, 11) “Bize dua eder misin” diyor? Böyle sahtekarlar sürekli dua isterler. “Sen faaliyet yap maşaAllah” diyor. “Sen bize bolca dua et” diyor. “Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.” “Allah affetsin bizi” diyor. “Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar.” (Fetih Suresi, 11) diyor Allah.” (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ocak 2010 tarihinde Kanal Avrupa, Kanal 35 ve TV Kayseri’deki canlı röportajından)
Peygamberimiz (s.a.v.)’in Sünnetlerini Yerine Getirebilir Ama Zorlu Mücadeleye Girmezler
“Münafıklarda işte en bariz, benim günlerden beri anlattığım odur. Bak, evlilik sünnetini iyi yapar münafık. Yemek yeme ile ilgili bütün sünnetleri çok iyi yapar. Hac da gezme gibi, gider onu çok iyi yapar. Namaz kılar, “Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar...” diyor Allah (Nisa Suresi, 142). Tehlikeye giremez, mesela Allah uğrunda hapse düşmek, hakarete uğramak, iftiraya uğramak, ezilmek, böyle tecrit edilmek, sosyal baskı görmek, işinden atılmak, evlenememek gibi zorluklara giremez. Mesela mesleğine bir şey demiyorsan, malına mülküne bir zarar gelmiyorsa namaz kılar, yani namazdan bir şey kaybetmez o. Oruç da tutuyor yani. Hatta birçok yerde, iş yerinde oruç tutuluyorsa, dinsizler de oruç tutuyorlar onlarla beraber. Çünkü mecbur hissediyor kendini. Yani “Ben de tutayım, ayıp olur” gibisinden tutuyor. Veyahut da “İyi geliyor sağlığıma” diyor, “kilo almıştım biraz” diyor. Diyet olarak tutuyor tabii. “Hakikaten iyi geliyor bana” diyor, “açılıyorum oruç tuttuğumda” diyor. “Yemek yemek vaktimi alıyor” diyor. “Oruç tuttuğumda vaktim de iyi oluyor” diyor. Ama zorlu savaşlara gelemiyorlar, zorlu mücadelelere. Mesela Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sahabeler ile yaptığı bir mücadele var. İki taraftan sıkıştırılıyor Müslümanlar; bir üstten ve alttan, iki taraftan. Sapır sapır münafıklar dökülmeye başlıyor böyle ortamda. Diyorlar ki, bir kısmı diyor ki, “Allah hakkında (birtakım) zanlarda bulunuyordunuz.” (Ahzab Suresi, 10) diyor, Allah hakkında, Haşa Allah var mı, yok mu zanna kapılıyor. Bir kısmı Resulullah (s.a.v.) hakkında zanlara başlıyor. Bir kısmı da, Peygamber (s.a.v.)’in onları kandırdığını söylüyor. (Ahzab Suresi, 12) Yani “bak işte, bugün artık bittik” diyor, “her taraftan sarıldık, bizi öldürecekler” diyor. Haşa “Hani Allah vardı” diyor, “hani Peygamber (s.a.v.) doğruydu” diyor. “Peygamber (s.a.v.) bizi kandırdı” diyor. Sonunda Müslümanlar yine zafer kazanıyorlar ki şehit de olabilirler orada, hepsi şehit de olabilir, o da bir hayırdır. Sonra kişilikleri ortaya çıkmış oluyor işte o ortamda. Yani mesela hicrette ortaya çıkıyor. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte hicret etmek istemiyorlar. Malı var, mülkü var, karısı var bırakmak istemiyor, çoluğu çocuğu. Yani putunu bırakamıyor. Mesela ünlü böyle bir şahıs vardı, tanınan, böyle ağabey olarak bilinen biri. “Şu ayak yıkama olmasa” diyor, “o kadar rahat namaz kılarım ki” diyor. Yani bayağı bilinen bir insan. “O yüzden” diyor bir de onu böyle sırıtarak anlatıyor, sanki bir espri konusuymuş gibi. Ayak yıkama olduğu için rahatsız oluyormuş namaz kılmaktan. “Yoksa çok rahat kılarım” diyor, “namazı” diyor. Ona desen ki, “her namaz başına sana 1 milyar vereceğiz”, ayağını yüz kere yıkar o. 1 milyar da değil, çok az bir paraya bile yapar. İman zayıflığı buna sebep oluyor. Ama bu da işte imtihanın bir gereği olmuş oluyor. Cenab-ı Allah, onları özel yaratır böyle insanları.” (Sayın Adnan Oktar’ın 7 Şubat 2010 tarihinde Kanal 35 ve Kanal Avrupa’da yayınlanan canlı röportajından)

“Münafıklar, Allah’ın müminlere verdiği desteğin farkında değillerdir. Müminleri hep dış görünüşe göre değerlendirirler. Oysa müminler Allah’ın yardım ettiği kişilerdir. En zor durumda gibi gözüktükleri anda Allah onları başarıya ulaştırır. Ancak münafıklar bu gerçeğin farkında değillerdir. Müminlerden üstün olduklarını ve onlara zarar verebileceklerini sanırlar. Allah, münafıkların bu akılsızlıklarını ve her ne olursa olsun müminlerin, Allah’ın yardımıyla münafıklara ya da inkarcılara üstün geleceklerini Peygamberimiz (s.a.v.) döneminde yaşanan bir olayla haber vermiştir:
“Derler ki, “Andolsun, Medine’ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır.” Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah’ın, O’nun Resûlü’nün ve müminlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.” (Münafikun Suresi, 8)
Hz. Mehdi (a.s.) Dönemindeki Münafıklar Gelmiş Geçmiş En Şiddetli Münafıklardandır
“Evet, ahir zamanda, Mehdi (a.s.) devrinde münafıklar olacak. Mehdi (a.s.)’ın cemaatine, arkadaşlarına karşı mücadele eden, o cemaat içerisinden yani Müslümanlar içerisinden çıkan münafıklar olacaklardır. Kendilerini Müslüman gibi tanıtacaklardır. Hatta “Medine sarsılır” diyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadiste. “Münafıklar toplu olarak bazen, 2 ve 3 kere ayrılacaklardır” diyor Mehdi (a.s.) cemaatinden. Ve işleri güçleri Mehdi (a.s.)’a ve cemaatine zarar verdirmek üzere bir faaliyet olacaktır. Mesela gece-gündüz Allah’ın onlara verdiği o ilhamla, sürekli o öfkeyi yaşayacaklardır. Ahir zamanın münafıkları, gelmiş-geçmiş münafıkların en şiddetlilerindendir, yani Mehdi (a.s.) cemaatinin münafıkları. Resulullah (s.a.v.) söylüyor Mehdi (a.s.) cemaatine bu münafıkların musallat olacağını, hatta “Buğdaya musallat olan kurt gibi olacaklar” diyor. “Buğdayı temizleyecek” diyor Mehdi (a.s.), “temizlenecek yine musallat olacak kurt” diyor, “yine temizlenecek, yine musallat olacak, bu böyle uzun süre devam edecek” diyor. “En sonunda 313 tane saf, temiz, hakiki mümin kalacak” diyor ve “böylece de münafıkların etkisi kalmayacak” diyor. Hakikaten münafık çok büyük bir fitne ve beladır. Müslüman şefkat gösterir, merhamet gösterir, sevgi gösterir, dost zanneder, alır, barındırmaya çalışır. Ona yardımcı olur. Maddi destek sağlar. Manevi fayda sağlamaya çalışır. Fakat münafığa bakarsın ki bir gün bir alçaklık etmiş, küfürle, dinsizlerle ittifak etmiş. Münafıkların Müslümanların nerede ne yaptıkları ile ilgili onlara bilgi vererek, onların ani baskın yapmasını, ani atak yapmasını sağlayacak işbirliği içinde olacaklarını Allah ayette belirtiyor. Yani “sizi” diyor, “felaketlerin sarıvermesini beklerler” diyor Cenab-ı Allah. Bu şekilde belirtiyor. Şeytandan Allah’a sığınırım, “Kötü felaket onları sarsın.” diyor Allah (Tevbe Suresi, 98). Bu ne demektir? Şimdi Allah, böyle bir duayı, Allah böyle söylediyse, “kötü felaket onları sarsın” dediyse, ne demektir? “Ben onları mahvedeceğim” demek istiyor Allah. Yani “dünyada mahvedeceğim” demek. Nasıl oluyor? Manevi azapla. Ve bütün münafıklarda bir azap vardır ruhlarında. Ruhları cehenneme döner. Yani kaçınılmaz olarak gece-gündüz bir acı duyarlar, rahatsız olurlar.” (Sayın Adnan Oktar’ın 4 Ocak 2010 tarihinde Kral Karadeniz, Adıyaman Asu ve Ekin TV’de yayınlanan canlı röportajından)
Hz. Mehdi (a.s.) Cemaatindeki Münafıklar Tüm Dünyada İbretle Tanınacak ve Tarihe Geçecek Şahıslardır
“Mehdi (a.s.) cemaatinden de münafıklar çıkacaktır. Sonra bunlar çok meşhur olacaktır bu münafıklar. Bütün insanlık bilecek. Resimleriyle, isimleriyle, şahıslarıyla dünyaya ibret olacaktır bütün münafıklar. Yani ahirette de bütün insanlara ibret olacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanındaki münafıklar da, Hz. Musa (a.s.) devrindeki münafıklar da, bunlar ünlüdür. Mesela Samiri vardır, ünlü, tarihe geçmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanındaki münafıklar tarihe geçmiştir. Mehdi (a.s.) devrindeki münafıklar da tarihe geçeceklerdir. Yani herkes tarafından bilineceklerdir. Herkesin aşağıladığı, şerefsiz, haysiyetsiz gördüğü mahluklar olarak bilineceklerdir. O devirde Mehdi (a.s.) talebelerinin ne kadar gayretli olduğu anlatılacak ve münafıkların da onlara karşı yaptığı faaliyetler anlatılacak. Onlara karşı verdikleri mücadele anlatılacak. Bu her ikisi de tarihe geçecektir. Nasıl Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanı tarihe geçtiyse, Hz. İbrahim (a.s.) devri tarihe geçtiyse, bu da tarihe geçecektir inşaAllah.” (Sayın Adnan Oktar’ın 7 Şubat 2010 tarihinde Kanal 35 ve Kanal Avrupa’da yayınlanan canlı röportajından)
Münafıklar Birbirlerinden Nefret Etmelerine Rağmen Biraraya Gelir ve Birlikte Hareket Ederler
CİHAT GÜNDOĞDU: Münafıkların inkarcılarla işbirliği halinde oldukları bildiriliyor Kuran-ı Kerim’de, şeytandan Allah’a sığınırım, “Münafıklara müjde ver: Onlar için gerçekten acıklı bir azap vardır. Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ‘Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ‘bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.” (Nisa Suresi, 138-139) Bir kuvvet, bir yere dayanma ihtiyaçları var, bu yüzden de küfrü daha güçlü görüyorlar kendilerince.
ADNAN OKTAR: Mehdi (a.s.)’ın yanından ayrılan münafıklar da öyle yapacaklar. Gidip küfürde destekçi arayacaklardır. Gidip münafıklara sığınacaklardır. Bir de münafıklar kendi aralarında bir kavim oluyorlar, ayrılamıyorlar münafıklar, o çok acayip. Normalde kafirlerle gidip işbirliği yapmaları gerekirken, ayrılıp bir araya gelip yeni bir cemaat oluşturuyor münafıklar.
SUNUCU: Birbirlerini buluyorlar demiştiniz.
ADNAN OKTAR: Evet birbirlerini buluyorlar mesela, çok acayip, mucize bu. “Normalde birbirlerinden nefret ederler” diyor Allah Kuran’da, buna rağmen, “kalpleri parça parçadır” diyor. “Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır” diyor (Haşr Suresi, 14). Kafir topluluğuna girmiyorlar, yine ayrı bir kavim oluşturuyorlar. Büyük mucize. (Sayın Adnan Oktar’ın 7 Şubat 2010 tarihinde Kanal 35 ve Kanal Avrupa’da yayınlanan canlı röportajından)
Münafıkları Yaratan Yüce Allah’tır
“Münafığı Allah yaratır. Karşı tarafı da Allah yaratır. Münafık bunun farkında değildir. Münafık düzen kurduğunda, bunu kendi kendine bağımsız yaptığını zanneder. Yani Müslümanların da müstakil bir güç olduğunu düşünür, kendinin de, haber götürdüğü yerin de. Halbuki haber götürdüğü yeri de Allah yaratır. Münafığı da Allah yaratır. Müslümanları da Allah yaratır. Bütün gücü Allah yaratır. Fakat cehennemin en derin tabakasında münafıklar için özel yer hazırlanmıştır. O yeri kazanmak için onlar gayret ederler ve kazanırlar. Cehennemin en aşağı tabakasına gitmiş olurlar.” (Sayın Adnan Oktar’ın 28 Ocak 2009 tarihinde Tempo TV’de yayınlanan canlı röportajından)
“Münafıklar da özel yaratılmıştır. Eğer batınına girilirse, yani Allah’ın ledün ilminin tecellisi olarak olaya bakıldığında onların da kaderde öyle görevlendirildiği anlaşılıyor.” (Sayın Adnan Oktar’ın 12 Mart 2009 tarihinde Kaçkar TV’de yayınlanan canlı röportajından)
Allah Ahirette Münafıkları Ortaya Çıkaracak ve Azaplandıracaktır

Münafıklar Cehennemin En Alt Tabakasında Olacaklardır
“Cehennemin en derin tabakasına münafıklar indirilecek. Hz. Musa (a.s.) devrinin münafıkları, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) devrinin münafıkları, Hz. Mehdi (a.s.) devrinin münafıkları hepsi bir araya getirilecek. Yerin en alt tabakasına, cehennemin en alt tabakasına indiriliyor bunlar. Tabi o karanlık bir yer, çok ızdıraplı bir yer, kirli bir yer. Magmanın, ateşin, pis kokunun, kirin, azabın çok yoğun olduğu bir yer ama en çok onları rahatsız edecek olan şey kıyastır. Yani cennetle kıyas etmektir, cenneti gördükçe iyice azapları artacak inşaAllah. (Sayın Adnan Oktar’ın 25 Şubat 2009 tarihinde Çay TV’de yayınlanan canlı röportajından)
Sayın Adnan Oktar Münafıkların Özelliklerini Ayetler ile Açıklıyor

SAYIN ADNAN OKTAR MÜNAFIKLARIN DİN ALEYHTARI FAALİYETLERİNDEKİ ZİHNİYETİ ANLATIYOR
