Harun Yahya

Darwinistler Neandertallerle de insanları aldatamadılar


Darwinistler yıllarca, insanın hayali maymun atalarının olduğunu ve bunların da gelişme özelliklerine göre çeşitli kategorilere ayrıldığını iddia ettiler. Australopithecus, Homo habilis, Homo erectus, Neandertal, Homo sapiens gibi hayali sıralamalar yaparak insanın yavaş yavaş dik durmaya çalıştığı, beyninin ve yeteneklerinin gelişmeye başladığı, maymunluktan uzaklaşarak gitgide insanlığa doğru ilerleme kaydettiği telkinini vermeye çalıştılar. Hayali çizimlerle, rekonstrüksiyonlarla yıllarca insanları aldatmaya devam ettiler.

Tüm diğer aldatmacalar gibi bu aldatmaca da sona erdi. Özellikle son dönemlerde gündeme gelen Neandertallerle ilgili açıklamalar, günümüzden 200 bin yıl önce yaşamış ve 60 bin yıl önce soyları tükenmiş olan bu insan ırkı hakkında aşağıdaki delilleri tekrar sunmayı gerektirmiştir:

Neandertaller tıpkı günümüzdeki insan ırkları gibi bir insan ırkıdır. Neandertallerin ilkel olduklarına dair spekülasyonlar, ilk bulunan Neandertal fosili üzerinde yapılan sahtekarlık sonrasında gündeme getirilmiş ve bu iddia, defalarca fosil kayıtlarıyla yalanlanmasına rağmen, ısrarla Darwinist diktatörlük tarafından gündemde tutulmaya çalışılmıştır.


1908 yılında Fransa'nın La Chapelle-aux-Saints bölgesinde Neandertal adamına ait olduğu belirtilen bir fosili inceleyen evrimci paleontolog Marcellin Boule, canlının sözde:

dik yürüyemediğini

çıkık alına sahip olduğunu

ve beyin yapısından dolayı konuşamadığını iddia etti. 


Bütün bu iddialardan yola çıkarak Neandertallere "ilkel" denildi. Oysa bu fosil üzerinde yapılan spekülasyonlar büyük bir sahtekarlığa dayandırılmıştı. Söz konusu fosil üzerinde yapılan sonraki araştırmalarda:


Fosili bulunan bu Neandertal adamında bir çeşit eklem enfeksiyonu olduğu ve bu durumun dizlere hafif kıvrık bir görünüm verdiği anlaşıldı.

Daha da önemlisi, fosil üzerinde araştırma yapan Darwinist paleontoloğun, kasıtlı olarak bu fosili eğik yürüyormuş gibi gösterdiği ortaya çıktı. Çünkü söz konusu diz rahatsızlığı Neandertal adamının dik yürüyüşüne engel değildi.

Ayrıca fosil üzerinde yapılan sonraki araştırmalar Neandertallerin konuşma yetenekleri konusundaki Darwinist spekülasyonları da ortadan kaldırdı. Çalışmalar, Neandertallerin gırtlak yapısının, ses kanallarının ve kafatası özelliklerinin tam olarak konuşmaya uygun olduğunu gösterdi.


Dolayısıyla Neandertallerin ilkel oldukları, dik yürüyemedikleri ve konuşamadıkları gibi iddialar, bu ilk bulunan Neandertal sahtekarlığından kalma bir iddiadır. Sonra bulunan Neandertallerin tümünün, tıpkı ilk bulunan Neandertal gibi dik yürüdüğü ve insanınkinden farksız gırtlak ve ses kanalı yapısına sahip olduğu anlaşılmıştır. 


Neandertallerin özellikleri Darwinist iddiaları ortadan kaldırır:

    Neandertallerin vücutça güçlü ve dayanıklı olmaları


Bulunan tüm Neandertal fosilleri, vücutça güçlü ve dayanıklı görünümdedir. Ancak bu özelliğin Darwinistler tarafından “ilkellik” olarak öne sürülmesi gerçek anlamda şaşırtıcıdır. Zira günümüzde de oldukça iri yapılı insanlar vardır. Sırf bu görünümleri sebebiyle bu kişileri ilkel olarak nitelemek ne kadar mantıksızsa, Neandertaller için de aynı açıklamayı savunmak aynı derecede mantıksızdır. Örneğin Kuzey Batı Avrupalı iri insanların, daha minyon olan Çinliler veya Pigmelere göre daha kaba ve ilkel olduğu söylenemez. Çünkü çok iyi bilinmektedir ki, kemik ve iskelet yapısı, davranış şekli ve zeka seviyesinde belirleyici bir faktör değildir.


     Neandertallerin alınlarının dar olması


Günümüzde de dar alın yapısına sahip pek çok insan ırkı yaşamaktadır. Dolayısıyla bu gerçek de Darwinistlerin ilkellik aldatmacasını ortadan kaldırmaktadır.

Kafatası hacimlerinin günümüz insanınkinden %13 daha büyük olması.

Günümüz insanının beyin hacmi 1500 cc iken Neandertallerinki 1700 cc kadar, yani daha büyüktür. Eğer Darwinistlerin kendi iddialarından yola çıkacak olursak (evrimleştikçe beyin hacminin geliştiği ve zeka ve becerinin artttığı iddiası) bu durum Neandertaller hakkındaki iddiaları ortadan kaldırmaya yetmektedir. Kaldı ki, zeka, beceri ve düşünme kapasitesinin, beyin hacmi ile hiçbir ilgisinin olmadığı bilinmektedir.



Neandertallerin konuşma özellikleri:


Fosil kalıntıları üzerinde yapılan araştırmalar Neandertallerin ses tellerinin günümüz insanına ait tüm sesleri çıkarmaya müsait olduğunu göstermiştir.

Kafatası fosilleri üzerinde yapılan anatomik incelemeler de bunu doğrulamıştır.

Araştırmacılara göre, farklı sesler değişik dil hareketleri gerektirdiğinden, daha geniş dil sinirlerini taşımak için insan kafatasının daha geniş dilaltı kanallarına sahip olması gerekmektedir. Yapılan incelemeler, Neandertallerdeki kanalların, günümüz insanlarınınkiyle aynı olduğunu göstermiştir.

Richard Kay, Matt Cartmill ve Michelle Balow adlı araştırmacılar, Australopithecusların üç türünün, iki Neandertalin, ayrıca şempanzelerin, gorillerin ve insanların dilaltı kanallarının plastik kalıplarını yapmışlardır. (Earlier Human Speech, www.eurekalert.org/releases/DU-HuSp.html)


Bu kalıpları incelediklerinde, insanlarda bulunan kanalların şempanzelerde bulunan kanallardan iki kat daha geniş olduğunu gözlemlemişlerdir. Zaten bir maymun türü olan Australopithecusların kanalları maymunlardaki ölçülerle aynıyken, Neandertalin kanalları insanların sahip olduğu ölçülerdedir


Neandertallerle ilgili son bulgular evrimci iddiaları yalanlamaktadır:

Neandertallerin tedavi yöntemleri ve törenleri:


Neandertallerin yaşadığı mağaralarda elde edilen bulgular, bu canlıların günümüz insanlarından farksız olduklarına dair önemli deliller vermiştir. Örneğin Neandertallerin hasta ve yaralılarını tedavi ettikleri ve ölülerini çiçeklerle birlikte gömdükleri bilinmektedir. Böyle bir sosyal yaşam şekline sahip canlıların ilkel olmaları elbette mümkün değildir.






Neandertallere ait dikiş iğnesi ve flüt


Neandertallere ait ayı kemiğinden yapılmış bir flüt ve dikiş iğnesi bulunmuştur. Bu önemli bulgular, söz konusu insanların üstün sanat anlayışına ve giyim zevkine sahip olduklarını göstermektedir.


Neandertaller konusunda uzman Erik Trinkhaus’un konuyla ilgili açıklamaları şu şekidedir:

En ilgi çekici Neandertal bulgularından birisi ayı kemiğinden yapılmış bir flüttür. 1995 Temmuzu'nda Kuzey Yugoslavya'daki bir mağarada bulunan flütü analiz eden müzikolog Bob Fink, bu aletin, 4 nota çıkardığını ve flütte yarım tonlar ve tam tonların da olduğunu tespit etmiştir. Bu keşif, Neandertallerin Batı müziğinin temel formu olan yedi nota ölçüsünü kullandıklarını göstermektedir. Flütü inceleyen Fink, "eski flütün üzerindeki ikinci ve üçüncü delikler arasındaki mesafenin, üçüncü ve dördüncü delikler arasındaki mesafenin iki katı" olduğunu belirtmektedir. Bunun anlamı birinci mesafenin tam notayı, ona komşu olan mesafenin de yarım notayı temsil ettiğidir. "Bu üç nota inkar edilemez bir şekilde diatonik bir ölçekteki gibi ses çıkarır" diyen Fink, Neandertallerin müzik kulağı ve bilgisi olan insanlar olduğunu belirtmektedir[1]

Neandertal insanları tarafından kullanıldığı ve 30 bin yıllık olduğu tespit edilen kemikten yapılma dikiş iğnesi son derece düzgündür ve iplik geçirilmesi için açılmış bir deliğe sahiptir. [2] 



Neandertallere ait süs eşyaları:


New Mexico Üniversitesi'nde antropoloji ve arkeoloji profesörü olan Steven L. Kuhn ve Mary C. Stiner İtalya'nın güneybatı sahilindeki Neandertal mağaralarında yıllarca araştırma yapmış ve Neandertallerin, günümüz insanı gibi kompleks bir düşünce yapısı gerektiren faaliyetlerde bulundukları sonucuna varmışlardır.[3]

Son olarak Bristol üniversitesinden paleontologlar, Güney İspanya’da 50.000 yıllık iki mağarada Neandertallere ait mücevher buldular. Neandertaller, deniz kabuklarından süs eşyaları yapmışlar ve renklendirmek için birbirinden farklı pigmentler kullanmışlardır.

Birkaç yıl önce de Alman bilim adamları Neandertallerin ağaç reçinesini kullanarak katranımsı bir zift ürettiklerini ortaya çıkarmışlardı. Bilimadamları bunun yapılması güç bir iş olduğunu, 400 derece ısıda birkaç saatlik işlem gerektirdiğini söylemişlerdir. 


Neandertaller konusunda uzun yıllar araştırma yapan Erik Trinkhaus’un Neandertallerle ilgili açıklamaları şu şekildedir:

"Neandertal kalıntıları ve modern insan kemikleri arasında yapılan ayrıntılı karşılaştırmalar göstermektedir ki, Neandertallerin anatomisinde ya da hareket, alet kullanımı, zeka seviyesi veya konuşma kabiliyeti gibi özelliklerinde modern insanlardan aşağı sayılabilecek hiçbir şey yoktur." [4]

“Kuşkusuz Neandertaller, bir insan ırkı oldukları için, günümüz ırkları ile aynı özelliklere sahiptiler. Neandertal insanı yetenekli bir alet yapıcısı ve başarılı bir avcıydı. Hatta müzik ve sanatla uğraşıyordu. Tıpkı günümüzdeki toplumlar gibi kültürel ve sosyal bir yapıya sahipti, dini inanışları vardı. Dolayısıyla Neandertallerin oluşturduğu medeniyet, günümüz medeniyetlerinden çok da farklı değildi.” [5] 

E. Trinkaus ve W. W. Howells, Scientific American dergisine yaptıkları açıklamada bu konuda şu yorumu yapmışlardır:

“Bugün pek çok bilim adamı Neandertal insanının tamamen dik olarak ayakta durduğu ve bir hastalık olmadığı durumlarda, özelliklerinin günümüz insanından hiçbir farkı olmadığı hakkında fikir birliği içindedirler.”[6]

 



[1]The AAAS Science News Service, Neandertals Lived Harmoniously, 3 April 1997
[2]D. Johanson, B. Edgar, From Lucy to Language, s. 99, 107
[3]Trinkaus, E. and Shipman, P. The Neandertals, Alfred A. Knopf, New York, 399, 1992
[4]Erik Trinkaus, "Hard Times Among the Neanderthals", Natural History, cilt 87, Aralık 1978, s. 10; R. L.
[5]-Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 194
[6]E. Trunkaus - W. W. Howells, Scientific American, 241(6):118 (1979) - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 195

Masaüstü Görünümü