Harun Yahya

Ramazan 2010 - 14. Gün




 



 

Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının metaı (kısa süreli faydalanması)dır. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir. (Şura Suresi, 36)

 



 

"Müminin şerefi dini, asaleti güzel ahlakı, mürüvveti de aklıdır." (İbn Hıbban, Hakim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 111-112)

 



 



İman eden insanın hayatının her anı güzel geçer

Gerçek şu ki, kesin ve güçlü bir imanla iman eden bir insan, hayatı iman etmeyen insanlardan çok farklı algılar ve yaşar. Her an mutlu ve neşeli olmaları, hiçbir şeyden dolayı üzülüp kederlenmemeleri, hiçbir şekilde ümitsizliğe kapılmamaları, hiçbir sebeple morallerinin bozulmaması, olumsuz gibi görünen şeyler başlarına geldiğinde dahi son derece rahat ve huzurlu olmaları iman edenler ve iman etmeyenlerin arasındaki farklılığı vurgulayan en net örneklerdendir.

Bazı insanlar, Allah’ın emir ve tavsiyeleri doğrultusunda yaşadıklarında kendi akıllarınca mutsuz olacaklarını sanarak din ahlakından uzak dururlar. Oysa asıl, bu nedenle mutsuz olurlar. Mutsuzluklarının sebeplerini de bir türlü anlayamaz, suni yöntemlerle buna önlem almaya çalışırlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar gerçek anlamda mutlu olamazlar. Gerçek mutluluk, ancak Allah’a yönelmekle yaşanır.

İman etmeyen insanlar iman edenlerin her an mutlu, neşeli, tevekküllü tavırlarına çok şaşırır, bunun ardındaki sebebi bir türlü kavrayamazlar. Özellikle de Müslümanların, başlarına gelen her zorluğa hayır gözüyle bakmalarını hayretle karşılarlar. Kendilerinin çok çabuk mutsuzluğa, üzüntüye kapılacakları bir olay karşısında Müslümanların üzülmemeleri, her zaman olgun, sabırlı, itidalli davranmaları, her ne olursa olsun olaylarda hep hayır, hikmet görmeleri, hayatları boyunca sık sık zorluklarla karşılaştıkları halde rahat ve huzurlu olmaları onları çok şaşırtır. Örneğin karşılaştıkları zorluklar peygamberlerin Allah yolunda daha da şevkle mücadele etmelerine vesile olmuştur. Bu iman, Allah’ın Kuran’da övdüğü, makbul olduğunu vurguladığı iman şeklidir. Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:


Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler mücadeleye girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)


İşte gerçek, takva bir Müslümanın hedefi, Allah’tan çok korkan, O’nu çok seven ve her an Rabbimiz'e bağlı yaşayan Müslümanlardan olmak, peygamberlerin yolunu izlemek ve imanı, olabilecek en yoğun derecede yaşamaktır. Nitekim bu kısa ve geçici dünya hayatında Müslümanın üzerine düşen en önemli sorumluluklardan biri, gücünün yettiği en fazla imana sahip olmak, erişebileceği en yüksek Allah korkusuna ve en fazla Allah sevgisine sahip olmaktır. Hiç kuşku yok, daha fazlasına gücü yetebilecekken, daha azıyla yetinmek, vicdanlı bir Müslümanın önemle kaçınması gereken bir davranıştır. Ciddi bir çabayla Allah’a yakınlıkta sebat gösteren kişi, mutlaka Allah’ın dost edindiği kişilerden olacaktır.

(http://www.gercekakil.com/)
 



Hz. Mehdi (a.s.) Musevileri Hz. Davud (a.s.) ve Hz. Süleyman (a.s.)'ın hükmüyle yönetecektir
 




Ali ibn-İbrahim babası ibn Ebu Ömer, Mansur’dan, Fazıl el-Aour Ebu Übeyde’den bildirmiştir: “PEYGAMBERİN EHLİ BEYTİNDEN KAİM (HZ. MEHDİ (A.S.)) GELDİĞİNDE, DAVUD VE SÜLEYMAN HÜKÜMDARLIĞINA GÖRE YÖNETECEKTİR.”

El-Gaybet-i Numani, s.326





Hz. Mehdi (a.s.), Peygamberimiz (s.a.v.)’in soyundan olacaktır. Bilindiği gibi Enam Suresi’nin, 82 - 87. ayetleri arasında peygamberlerin aynı soydan oldukları bildirilmiştir. Yani tüm peygamberler aynı soya mensupturlar. Bu nedenledir ki Hz. Mehdi (a.s.) da doğal olarak Hz. Musa (a.s.)’ın, Hz. Süleyman (a.s.)’ın, Hz. Eyyüb (a.s.)’ın ve Hz. Davud’(a.s.)’ın soyundan olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) zuhur ettiğinde Kitap ehline şefkatle ve sevgiyle yaklaşacak, onları koruyup kollayacaktır. Bu samimi yaklaşımı ve ihlaslı tutumu, bazı Musevilerin Müslüman olmalarına vesile olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) Museviler arasında Tevrat’ın aslıyla hükmedecektir.

http://www.kutsalkitaplardamehdi.com/
 



Hz. Nuh'un Gemisi bulundu
 

Mavi Karadeniz TV, 10 Şubat 2009



Muhabir:
Hemen bir başka izleyicimizin sorusunu sormak istiyorum, “Nuh Tufanı nasıl gerçekleşmiş olabilir Hocam? Biraz detaylandırabilir misiniz, Hz. Nuh’un inşa ettiği gemi sizce ahir zamanda bulunabilecek mi?”



Adnan Oktar: Allah-u Alem HEM NUH'UN GEMİSİ BULUNACAK, hem Musa’nın sandığı bulunacak, hem Tevrat’ın gerçeği bulunacak hatta İncil’in gerçeği, gerçek İncil bulundu ve Türkiye’de bir önemli resmi binanın gizli kasasında muhafaza ediliyor.

 




Kral Karadeniz TV, 30 Ocak 2009



Adnan Oktar:
Cudi dağ. Dağ anlamına geliyor zaten. Herhangi bir dağ. Allah biliyor yani o emin değiliz yani Cudi dağı olduğundan Ağrı dağı da olabilir, Cudi dağı da olabilir, başka bir dağ da olabilir.

Bu bölgeden birisi ama muhtemelen o gemiden parçalar bulunacak Mehdi devrinde, yani buna işaret var. Yani muhtemelen fosilleşmiş tahtalar, ağaçlar yani o geminin GÖVDESİNE ait ve bulunduğu yere ait diğer detayları da bulunacak inşaAllah.


Vatan, 27 Nisan 2010



Vatan, 27 Nisan 2010




www.kuranevrimiyalanliyor.com





61 Yaşındaki Musevi Doktor Müslüman Oldu / Türkiye Gazetesi / 14.01.2010

İsrail uyruklu Alman vatandaşı Ortodoks Musevi Psikolog Doktor Anters Geb Radojcic, 11 yıldır yaşadığı Manavgat’ta Müslüman oldu. 2010 yılının ilk ihtida töreni İsrail uyruklu Alman vatandaşı Anters Geb Radojcic (61) için düzenlendi. Fatma ismini alan Radojcic öldüğü zaman 11 yıldır hayatını paylaştığı, Haziran ayında vefat eden eşi Barış Türker’in yanına defnedilmek istedi. Radojcic, şöyle konuştu:


“Müslüman komşularımın yakın ilgi, sevgisi ve içten davranışı İslam dinini araştırmama vesile oldu. Beş yıldır düzenli bir şekilde Almanca Kur’an okuyordum. Kaybettiğim sevdiklerime yeniden kavuşmayı, öldükten sonra yeniden dirilmeyi öğrendim. Yeniden dirilmeyle moral buldum. Sürekli dua ettiğim Rabbime yöneldim ve Müslüman olmaya karar verdim.”



(www.islamahizmet.com)
 



Tesadüf Yalanı



www.tesadufyok.com


Günümüzde birtakım kişiler, ağaçların, kuşların, bulutların, evlerin, arabaların, sizin, yakınlarınızın, çevrenizde gördüğünüz diğer insanların ve canlı cansız herşeyin, kısacası içinde yaşadığınız kainatın kör tesadüflerin eseri olduğunu iddia ederler. "Materyalist-Darwinist" olarak bilinen bu kimseler tesadüfleri üstün bir akıl gibi sunan, art arda meydana gelen milyonlarca tesadüfün toplamını "yaratıcı bir güç" olarak gösteren batıl bir fikrin savunucularıdır. Materyalist-Darwinistlere göre tesadüfler, dünyadaki bütün insanların aklından çok daha büyük bir akla sahiptirler. Yüz binlerce yıldır gelip geçmiş ne kadar insan varsa, hepsinin beynini, aklını, düşünme kabiliyetini, muhakeme ve hafıza gücünü, fiziksel özelliklerini ve daha yüzlerce binlerce özelliğini şekillendiren gücün, "tesadüf" isimli bir "deha" olduğunu iddia ederler.

Bu sitede, kendilerini tesadüf çıkmazının içine sokarak, çevrelerindeki yaratılış delillerini inkar edenlerin, kendilerini ve içinde yaşadıkları evreni yaratan Allah'ın apaçık olan varlığını kabul etmemek için ne tür bir mantık bozukluğu içinde olduklarına hep beraber şahit olacağız.
 


 





Türk-İslam Birliği Yolunda Ne Gelişmeler Ne Oldu?

Türkiye, Avrupa için örnek ülke

Vakit, 17 Mart 2010



 



Sayın Adnan Oktar ne demişti?
 

Endonezya Antara Haber Ajansı, 16 Eylül 2008



Adnan Oktar: Türkiye’nin anlattığı ve yaşadığı İslam anlayışı Avrupa için çok güzel bir model oldu. Avrupa Türkiye’yi bu konuda güzel görüyor, faydalı görüyor; yaşanan İslam modelini de dünya için ideal görüyor. Bu zaten konuya tam bir çözüm getirmiş oldu. Türkiye’nin önderliğinde aydın, akılcı, samimi bir İslam anlayışı bütün dünyaya hakim olacak inşaAllah.

 



Başkent TV, 13 Ocak 2009

Adnan Oktar:
Türk İslam Birliği bir kere barışı, sevgiyi, kardeşliği, muhabbeti, yardımseverliği, cesareti ve fedakarlığı savunuyor. Türk milleti çilekeş bir millettir ve hizmete taliptir. Üç kıtaya nizam vermiş ve bir tecrübesi var. Bir devlet tecrübesi var, imparatorluk tecrübesi var. Biz bu tecrübeyi yeniden ortaya çıkararak, Türk İslam Birliği’nin lideri olarak bütün bölgeyi yönetmeyi istiyoruz ve bunu herkes istiyor. Suriyeliler istiyor, Iraklılar istiyor, Mısır istiyor, İran istiyor, hatta Ermenistan istiyor, Azerbaycan istiyor, Türkistan istiyor, Doğu Türkistan istiyor, herkes istiyor. Yani Türk’ün adaletine, Türk’ün akılcılığına, fedakârlığına herkes güveniyor ve Türk askerleri bütün dünyada seviliyor. Dinsizi, imansızı, Müslümanı, kafiri hepsi seviyor.
 




Azerbaycan ATV, 27 Ağustos 2008



Adnan Oktar:
Türkiye İslam alemi için gerçekten örnek bir ülke. Yani, hem Türk milliyetçiliğini güzel anlayan ve güzel uygulayan, İslam’ı da çok güzel anlayan ve çok güzel uygulayan, laikliği de güzel özümseyen bir yapısı var. Fakat, İslam dinini gerçekten en iyi uygulayan, en iyi yaşayan ülke olduğunu bütün İslam ülkelerinin hepsi kabul eder. Yani gerek temizlik olarak, gerek anlayış olarak, gerek yaşantı olarak, gerek takva olarak hakikaten çok titizdir Türkiye. Belki bu Osmanlı mirası olduğu için Osmanlıdan gelen alimlerin etkisi de olmuş olabilir. Allah bir şekilde bu güzelliği meydana getiriyor o yüzden Türk-İslam aleminin liderliğine de Türkiye’nin çok uygun olduğunu düşünüyorum.

(http://www.turkislambirliginedavet.com/)





 



En Büyük Kromozomun Şifresi Çözüldü

Bilim adamları, insandaki en büyük kromozom olan ve “hayatın kitabı” olarak adlandırılan “kromozom 1”in şifresini çözdü.

1990'lı yıllardan beri yürütülen bilimsel projenin başkanı, 3141 genin bulunduğu kromozom 1'in kanser, Alzheimer ve Parkinson gibi 350 hastalıkla bağlantılı olduğunu söyledi.

İnsanın genetik şifresinde yüzde 8'lik bir kısmı oluşturan kromozom 1, diğer kromozomların yaklaşık iki katı gen içeriyor. Kromozom 1'in genetik şifresinin çözülmesiyle elde edilen bilgilerin, bilim adamları tarafından kanser, otizm, zihinsel ve diğer hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılabileceği belirtiliyor.
 




İnsan genomunda yaklaşık olarak 20 ila 25 bin arasında genin bulunduğu tahmin ediliyor. Kromozom 1'in şifresinin çözülmesiyle 1000'den fazla yeni genin tespit edildiği bildiriliyor.

Hadislerde de haber verildiği gibi, ahir zamanın ve Hz. Mehdi'nin zuhurunun alametlerinden biri de bu kutlu dönemde "ömürlerin uzayacak olması"dır. Nitekim tıpta yaşanan bu gibi gelişmeler Peygamberimiz (sav)'in bundan 1400 yılı aşkın bir süre önce haber vermiş olduğu bir bilginin, böylesine açık ve net olarak gerçekleştiğini göstermektedir. Bu da şüphesiz müminler için çok kıymetli bir müjdedir.

www.kiyametalametleri.com
 



Mozaik evrim aldatmacası

*  Mozaik evrim, vücuttaki her organın farklı zamanlarda, farklı aşamalarla birbirinden bağımsız olarak evrimleştiği iddiasıdır.

    * Darwinistler bu iddiayı kullanarak “yarı sürüngen yarı kuş bir canlı göremeyiz çünkü organlar dahilinde bir evrimleşme vardır” diyerek ara fosil yokluğuna bir kılıf uydurmak isterler.

    * Bu yüzden de mükemmel canlılar üzerindeki küçük detayları evrim delili olarak göstermeye çalışırlar. Örneğin İda, tamamen mükemmel bir lemur fosili olmasına rağmen, Darwinistler günümüz lemurlarında olmayan bükülebilen başparmağı ara fosil olarak göstermeye kalkmışlar, bu ve soyu tükenmiş canlıya ait bu tip mükemmel özellikleri kullanarak söz konusu lemurun insanın sözde atası olduğunu iddia etmişlerdir.

Bu iddia şu yüzden geçersizdir:

    * İda üzerinden yola çıkacak olursak: Darwinistlerin iddiasına göre, o lemur mükemmel hale gelene kadar her bir organının ayrı zamanlarda mutlaka evrimleşmiş olması gerekmektedir. Evrimleşen bu ara organların olduğu fosiller nerededir?

    * Darwinistlerin iddiasına göre bazı organlar evrimleşir bazıları sırasını beklerken, bu canlının yarı primat yarı lemur olduğu bir aşama olması gerekmektedir. Bu aşamalar fosil kayıtlarında nerededir?

    * İda, mükemmel görünümünü alana kadar evrimcilere göre milyarlarca hatta trilyonlarca kere mutasyon geçirmiş olmalıdır. Bu mutasyonların tamamının faydalı olması gerekir. Ama mutasyonların %99’u zararlı, %1’i etkisizdir. Dolayısıyla bu kadar fazla mutasyonun bir araya gelip mutlaka fayda getirecek şekilde organize olması imkansızdır.

    * Darwinistlerin iddiasına göre, canlı mükemmel haline gelinceye kadar mutasyonların, canlıya yepyeni yapılar ekliyor olması gerekir ki, bir canlının genetik bilgisine mutasyonların yeni bilgi ekleme imkanı yoktur.

    * Ayrıca buna göre, yavaş yavaş gelişen bir organın fonksiyonsuz olduğu süre boyunca neden doğal seleksiyon mekanizması ile ortadan kaldırılmadığı açıklanamamaktadır.

Mozaik evrim iddiası, Darwinist çaresizlikten türetilmiş son derece zavallı bir iddiadır. Darwinistler tarih boyunca ara fosil yokluğuna çeşitli bahaneler bulmaya çalışmış (sıçramalı evrim gibi), fakat bu bahaneler Darwinizm’in ne büyük açmaz içinde olduğunu göstermek dışında bir sonuç getirmemiştir. Şu anda mozaik evrim iddiasının da durumu budur. Darwinistler adını ne koyarlarsa koysunlar, iddia ettikleri türden türe geçişlerin mutlaka ara aşamalarını fosil kayıtlarında bulup getirmeleri şarttır. Eğer getiremiyorlarsa, ki getiremezler, Darwinist aldatmaca ile insanları aldatmaya son vermeli, gerçek bilimsel delillere göre hareket etmelidirler.

(http://www.evrimsacmaliklari.com/)     
 



Yusufçuk





Fosil Bilgisi

Yaş:
125 milyon yıllık

Dönem: Kretase

Bulunduğu yer: Santana Oluşumu, Araripe

Havzası, Brezilya





 



 



 



 

Bugüne kadar, evrimcilerin iddia ettikleri gibi bir sürecin yaşandığını gösterebilecek tam gelişmemiş, yarım kanatlı, yarım gözlü tek bir tane bile yusufçuk fosili bulunmamıştır. Bulunan her yusufçuk fosili, bu canlının var olduğu ilk günden itibaren tam ve kusursuz olduğunu ve soyu devam ettiği müddetçe de hiç değişmediğini göstermiştir. Resimdeki 125 milyon yaşındaki yusufçuk fosili de bu gerçeği teyit eden bulgulardan biridir. Günümüzdeki yusufçukların sahip oldukları tüm özelliklere, 125 milyon yıl önce yaşamış yusufçuklar da eksiksiz olarak sahiptir. Başta fosil kayıtları olmak üzere, bilimsel kanıtlar evrim teorisinin geçersiz olduğunu ispatlamıştır. Bunun anlamı, canlıların sonsuz güç sahibi olan bir Akıl tarafından yaratıldığıdır. Bu aklın sahibi ise hiç kuşkusuz herşeyin Yaratıcısı olan Allah'tır.
 
www.evrimcilerinitiraflari.com
 


 


 

Masaüstü Görünümü