Harun Yahya

Silahlı saldırıları önlemek için gerçek çözüm



Bir kez daha, Amerika’da meydana gelen trajik bir okul katliamında masum insanlar hayatlarını kaybetti. 14 Şubat'ta, 17 yaşındaki Nikolas Cruz, Florida'daki Marjory Stoneman Douglas Lisesi'ne girdi ve yangın alarmlarını çaldırdı. Yeterli sayıda öğrencinin koridorları doldurduğundan emin olduktan sonra, yarı otomatik AR-15 saldırı tüfeğiyle ateş etmeye başladı. 17 kişiyi öldürdü ve 14 kişiyi yaraladı.

Daha önce de benzer okul katliamları olmuştu ancak bu okul katliamı öncekilerden farklıydı. Çünkü Nikolas Cruz olay öncesinde, kendiyle ilgili çok fazla işaret vermişti. Nikolas Cruz'un son derece sorunlu bir kişi olduğu açıkça belliydi. Halk haklı olarak kolluk kuvvetlerinin bu suçu nasıl durduramadıkları konusunda açıklama bekledi.

Komşuları onu saldırgan ve şiddete eğilimli, son derece sorunlu bir çocuk olarak tanımlıyorlar. Birçok kez sincap, kurbağa ve tavuk gibi küçük hayvanlara işkence edip  öldürmüştü. Sosyal medya hesaplarında bu yaptıklarından övgüyle bahsederek işkence gören hayvanların resimlerini yayınlamıştı. Özel bir internet sohbet grubunda, sık sık Müslümanlardan, Musevilerden, göçmenlerden, Meksikalılardan ve siyahi insanlardan, onlara işkence edip öldürmek isteyecek kadar nefret ettiğini söylemişti. Ayrıca, özellikle başka ırklardan insanlarla ilişkisi olan beyaz kadınlardan da nefret ettiğini belirtmişti.. Sık sık silah ve taktik kıyafetleri satın almış ve bunlarla poz vermişti. Pervasızca, önceki okul katliamlarına atıfta bulunarak kendisinin 'çok daha iyi bir katliam' yapabileceğini söylemişti. Hatta mahallesinde silahıyla ateş ettiğini gösteren videolarını yayınlamıştı.

Aslında, Cruz uzun zamandır kolluk kuvvetlerinin radarındaydı. 2016 yılında, kendisini kestiğini gösteren bir video yayınladığında, Florida Çocuk ve Aile Departmanı onun hakıında bir araştırma başlatmış ancak hastaneye yatırılmayacak kadar dengeli olduğuna karar vermişti.

Aslında bu, alarm zillerinin çaldığı tek olay değildi. CNN'e göre, yedi yıllık süre içinde polis, şikayet üzerine Cruz'un evini 'akıl hastası kişi,' 'istismar' ve ‘aile içi şiddet’ gibi gerekçelerle 39 kez aramıştı. Sonbahar döneminde Cruz, sırt çantasında okula mermi getirmiş ve bu olaydan sonra, bırakın silah getirmeyi, okula sırt çantası getirmesi bile yasaklanmıştı. Ayrıca annesine fiziksel şiddet uyguladığı da biliniyordu.

Dolayısıyla, okula gidip katliamı gerçekleştirdiğinde bu onu tanıyan insanlar ya da onu birçok kez uyaran yetkililer için bir sürpriz olmadı.

Potansiyel tehditlerin, suç işlenmeden önce tespit edilip durdurulmasında ciddi sorunlar olduğu gün ışığı kadar açıktır. Fakat bu nasıl mümkün olabilir? İnternet ortamında ve Snowden’ın de sızdırdığı gibi bu kitlesel gözetleme çağında, online paylaşılan hiçbir şeyin kaybolmadığını biliyoruz. Bu nedenle, ortaya kaçınılmaz bir soru çıkıyor: Gerekli kaynaklara sahip oldukları halde, neden yetkililer Cruz gibi potansiyel tehditleri tespit etmek için bir çaba sarf etmiyorlar? Cruz kolaylıkla tespit edilebilir, izlenebilir ve bu korkunç katliamı gerçekleştirmesi bir şekilde engellenebilirdi.

Akla daha pekçok soru geliyor: ABD ve müttefiki İngiltere, teröre karşı birçok ülkede dünya çapında bir savaş başlattı. Bu savaşlar sonucunda milyonlarca insan hayatını kaybetti, ekonomiler çöktü ve milyonlarca insan mülteci oldu. ABD, topraklarındaki terörizmi önleme sloganıyla ve teröristlerin Amerikalıları öldüremeyeceği vaadiyle 2011 yılından bu yana 5,6 trilyon dolardan fazla para harcadı. Peki ama Amerikalıların Amerikalıları, artan bir sıklıkla öldürmesi ne olacak? CNN'e göre, ABD'de veya yurtdışında bir terör eylemiyle öldürülen her bir Amerikalıya karşılık silahlı saldırıyla ölenlerin sayısı 1049. Ayrıca, 2001-2014 yılları arasında ABD topraklarında 440.095 kişi ülke vatandaşlarının silahlı saldırıları sonucu hayatlarını kaybetti.  Diğer yandan, aynı dönemde ABD'de ve yurtdışında terör eylemleri nedeniyle öldürülen ABD vatandaşlarının sayısı 3412 ve bu rakama 9/11 kurbanları da dahil.

Diğer bir deyişle, daha az sayıda ölümlerden sorumlu terörizmi durdurmak için savaşlar başlatılırken, milyonlarca insan öldürülüp, dış ülkeler hedef alınırken, silahlı şiddete karşı harekete geçme konusunda yetkililer garip bir şekilde sessiz ve isteksizler.

Politik irade aksi yönde hareket etmeye karar vermedikçe, ABD'deki silah satışlarının devam edeceği artık hemen herkesin malumudur. Ancak bu, bu tür suçların olasılığını en azından azaltmak için hiçbir şey yapılamayacağı anlamına gelmemelidir.

Örneğin, bir kişi hayvanlara işkence etme konusunda övünmeye ya da insanları tehdit etmeye başladığında, kolluk kuvvetleri bunu, kişiyi izlemeye almak ve gerekirse müdahale etmek için gerekli kanıt olarak değerlendirmelidir. Ayrıca, her okulda bu tür katliam olaylarını önlemek için özel eğitilmiş en az bir gizli polis memuru görevlendirilmesi hayatidir. Öğrenciler, öğretmenler ve veliler, uyarı işaretleri veren sorunlu çocuklara dikkat etmeli ve her bir vakanın gerektirdiği şekilde uygun önlemler almalıdırlar.

Daha geniş ölçekte, film ve video oyunları aracılığıyla şiddetin güzel gösterilmesine  artık son verilmelidir. Hiç kimse, video oyunlarındaki şiddet görüntülerinin gençlerin ruhunda yarattığı olumsuz etkileri ve gençlerin giderek artan şiddet içerikli davranışlarında nasıl etkili bir rol oynadığını inkar edemez. Son fakat aynı derecede önemli olarak, medya, bu şiddet olaylarını   geniş ve kapsamlı ele almayı bırakmalıdır. Her okul faciası gerçekleştiğinde, bir yerlerde sorunlu biri, aynı şeyi yapmak ve aynı şekilde dikkat çekmek düşüncesiyle heyecana kapılmaktadır. Amerikalılara başsağlığı diliyor ve böyle korkunç olayların uygun önleyici tedbirlerle geçmişte kalmasını umuyoruz.

Adnan Oktar'ın Daily News'de (Pakistan) yayınlanan makalesi:

http://dailymailnews.com/2018/04/03/preventable-crimes-and-how-to-deal-with-them/

Masaüstü Görünümü