Harun Yahya

Hadislerde kıyamet alametleri - 1


On dört yüzyıl önce Peygamberimiz Hz. Muhammed, kıyamet ile ilgili bazı gaybi bilgileri ve bunlara dayalı düşüncelerini kendisiyle birlikte olan Müslümanlara aktarmıştır. Bu değerli sözler nesilden nesile geçmiş, hadis kitapları ve İslam alimlerinin eserleriyle günümüze ulaşmıştır.

Bu aşamada, kıyamet alametleri hakkındaki hadislerin doğruluğu ve güvenilirliğine ilişkin bazı şüpheler akla gelebilir. Tarihte Peygamberimize atfen bazı sahte hadisler uydurulduğu bilinen bir gerçektir. Fakat araştırmamıza konu olan hadislerin Peygamberimiz tarafından söylenmiş sözler olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Elimizde doğruyu yanlıştan ayırmaya yarayan bir yöntem bilgisi bulunmaktadır. Bilindiği gibi, kıyamet ile ilgili hadisler geleceğe yönelik olayları ihtiva etmektedir. Bu nedenle zaman içerisinde, hadisin birebir gerçekleşmesi sözlerin kaynağı konusundaki tüm kuşkuları ortadan kaldırmaktadır.

Söz konusu kıstas Ahir Zaman ve kıyamet alametleri üzerine araştırma yapan birçok İslam alimi tarafından da kullanılmıştır. Konunun uzmanlarından Bediüzzaman Said Nursi de Ahir Zaman hakkındaki hadislerin günümüzde meydana gelen ve gözle görülen olaylara tam mutabık çıkmasının hadislerin hakikat olduğunu gösterdiğini ifade etmiştir.1

Hadislerde bildirilen işaretlerin bir kısmı 1400 yıllık İslam tarihinin herhangi bir döneminde, dünyanın belirli bir bölgesinde, belirli bir oranda görülmüş olabilir. Böyle bir durum o dönemin Ahir Zaman olduğunu göstermez. Zira bir devrin Ahir Zaman olarak nitelendirilmesi için kıyamet alametlerinin tümünün aynı çağda, birbirlerini izleyerek gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durum bir hadiste şöyle ifade edilmiştir:



Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda kopması gibi.
Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167


Yukarıdaki bilgi ışığında Ahir Zaman hadisleri incelendiğinde hayret verici bir sonuç meydana çıkmaktadır. Peygamberimizin yüzyıllar önce ayrıntılarıyla açıkladığı işaretler yeryüzünün hemen hemen her köşesinde, birbiri ardınca ve tam anlamıyla belirtildiği biçimde içinde bulunduğumuz çağda yaşanmaktadır. Hadisler sanki zamanımızın eksiksiz bir portresini çizmektedir. Elbette bu, derin düşünülmesi gereken son derece mucizevi bir olaydır. Gerçekleşen her alamet insanlara, Allah'ın huzurunda hesap verecekleri kıyamet gününün çok yaklaşmış olduğunu ve bir an önce Kuran ahlakını hayata geçirmelerinin önemini bir kez daha hatırlatmaktadır.

Dünyanın Son Zamanlarına İşaret Eden Savaşlar ve Anarşi

Peygamberimiz Ahir Zaman'ın özelliklerini anlattığı bir hadisinde şunları haber vermiştir:



Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazılarına hücum ettiğinde…Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.454


"Hercü merc" kelimesinin sözlüklerdeki karşılığı "darmadağınıklık, karmakarışıklık" anlamlarıdır ve hadiste bu durumun belirli bir bölge ile sınırlı kalmayıp, dünyanın her tarafına yayılacağı belirtilmektedir. Yolların kesilmesi ve bir kısım insanların diğerlerine saldırmaları da hadiste işaret edilen çağın belirtileri arasında sayılmaktadır.

Başka bir hadiste de yukarıdaki olay benzer şekilde yer almaktadır. "kıyamet yaklaşır… herc çoğalır" diyen Peygamberimize "herc"in ne olduğu sorulmuş, O da "herc öldürmelerdir" yanıtını vermiştir. (Kur'an ve Sünnette Kiyamet ve Ahiret, s.172 )

Peygamberimizden bu konu hakkında bizlere ulaşan diğer hadisler de şunlardır:



Kıyametin hemen yakınında anarşi ve kargaşa günleri vardır.
Suyuti, Cami'üs Sagir, 3/211; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/492

Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek…
Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392


Yukarıdaki hadislerin incelenmesi bizleri önemli bir sonuca götürmektedir. Peygamberimiz, sözünü ettiği çarpışmalar, kargaşa ve katliamlar ile tüm yeryüzünü kaplayan savaşları ve terör eylemlerini tasvir etmekte, bu olayların da bir kıyamet alameti olduğunu belirtmektedir.

Geride kalan on dört asırlık döneme baktığımızda görürüz ki, 20. yüzyıldan önceki savaşlar bölgesel kalmışlardır. Tüm dünya halklarını, siyasi mekanizmalarını, ekonomilerini, sosyal yapılarını etkileyen savaşlar ise yakın geçmişte yaşanan iki dünya savaşı olmuştur. I. Dünya Savaşı'nda 20 milyondan, II. Dünya Savaşı'nda da 50 milyondan fazla insan ölmüştür. II. Dünya Savaşı'nın aynı zamanda, tarihin en kanlı, en büyük ve en yıkıcı savaşı olduğu bilinen bir gerçektir.

Çağımızın modern savaş teknolojisi, nükleer, biyolojik ve kimyasal silahları savaşların etkilerini tarihte görülmemiş boyutlara taşımıştır. Hatta geliştirilen kitle imha silahları nedeniyle dünyanın üçüncü bir dünya savaşını kaldıramayacağı da genel kabul görmüştür.

II. Dünya Savaşı sonrasındaki Soğuk Savaş, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, Arap-İsrail Savaşları, İran-Irak Savaşı ve Körfez Savaşı çağımızın en önemli olayları arasındadır. Bölgesel savaşlar, çatışmalar ve iç savaşlar aynı anda dünyanın birçok bölgesinde yıkıcı sonuçlara neden olmaktadır. Bosna, Filistin, Çeçenistan, Afganistan, Keşmir ve daha pek çok yerde yaşanan sorunlar insanlığı etkilemeye devam etmektedir.

Savaşlar kadar tüm dünya insanlarını ilgilendiren diğer bir "kargaşa" konusu da uluslararası ve organize terör olaylarıdır. Boston Üniversitesi'nden Prof. Vojtech Mastny'nin belirttiği gibi, terör olayları 20. yüzyılın ortalarından sonra kat kat artmıştır. Gerçekte terörizmin 20. yüzyıla has bir olgu olduğunu söylemek bile mümkündür. Irkçılık, komünizm ve benzeri ideolojik amaçlarla ya da etnik iddialarla ortaya çıkan örgütler, gelişen teknolojinin de yardımıyla kanlı eylemler yapmışlardır.

Dünyamızın yakın tarihindeki terör eylemleri zaman zaman büyük kaos ortamlarına zemin hazırlamıştır. Bu üzücü vakalarda çok kan dökülmüş, sayısız insan ölmüş veya sakat kalmıştır. Ancak insanlık hala bu trajik olaylardan hissesine düşen dersi almış değildir. Terör dünyanın birçok bölgesinde, öldürücü anarşik olaylara neden olmaya devam etmektedir.

Konuyla ilgili ayetlerde de çıkarmamız istenen dersler yer almaktadır. Rum Suresi'nde insanların yaptıkları şeyler dolayısıyla yeryüzünde karışıklıkların ortaya çıktığını Allah şöyle bildirmiştir:



İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad (karışıklık, kötülük) ortaya çıktı. Umulur ki dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır. (Rum Suresi, 41)


Şunu da eklemek gerekir ki, ayette önemli bir hatırlatma yapılmaktadır. İnsanların yaptıkları yanlışlardan kaynaklanan acı ve üzüntüler, onları hatalarından döndürmesi için birer fırsat mahiyetindedir.

Kısacası, "dünyanın hercü merc içinde kaldığı" dönem içinde bulunduğumuz çağda tam anlamıyla yaşanmış ve neticede bir kıyamet işareti daha bu şekilde tecelli etmiştir. Aynı zamanda bu işaret, insanlara bir an önce Kuran ahlakını yaşamaları için yapılan önemli bir uyarı olmuştur.

Kıyamete Yakın,Savaşlar ve Afetlerle Büyük Şehirler Yok Olacak

Peygamberimizin Ahir Zaman'la ilgili verdiği haberlerden birisi de şu şekildedir: Büyük şehirler dün sanki yokmuş gibi helak olur.

Kitabül Burhan Fi Alametil Hz. Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38 Hadiste belirtilen büyük şehirlerin helak oluşu, savaşlar ve çeşitli doğal afetler sonucunda meydana gelen yıkımları akla getirmektedir. Yakın geçmişte geliştirilen nükleer silahlar, uçaklar, bombalar, füzeler ve benzeri çağdaş silahların savaşlarda kullanılması büyük tahribata neden olmuştur. Bu korkunç silahlar tarihteki benzerleriyle kıyaslanmayacak düzeyde yıkımlara yol açmıştır. Elbette hedef konumundaki "büyük şehirler" de bu yıkımlardan birinci derecede etkilenen yerler olmuştur. II. Dünya Savaşı'nın benzersiz sonuçları buna bir örnek olarak verilebilir. Dünya tarihinin en büyük savaşında, atom bombasının kullanılmasıyla Hiroşima ve Nagasaki tamamen yerle bir olmuştur. Avrupa'nın başkentleri ve önemli şehirleri de ağır bombardımanlar neticesinde büyük ölçüde yıkılmıştır. Britannica Ansiklopedisi II. Dünya Savaşı'nın Avrupa şehirlerinde neden olduğu hasarı şöyle anlatır:



Meydana gelen tahribat Avrupa'nın büyük bölümünü ayın yüzeyine dönüştürmüştü: Şehirler bombardımanlar sonucunda harap oldu, sayfiye yerleri kavruldu ve simsiyah oldu, yollar bombaların açtığı çukurlarla kaplandı, demiryolları kullanılamaz hale geldi, köprüler yıkıldı, limanlar batık gemilerle doldu. Savaş sonrası Almanya'nın Amerikan Bölgesi askeri valisi General Lucius D. Clay'in dediği gibi, "Berlin sanki ölülerin şehri gibiydi."2


Kısacası, II. Dünya Savaşı'nın tarihte benzeri görülmeyen genişlikteki tahribatı hadisin işaret ettiği olayla birebir uyuşmaktadır.

"Şehirlerin yok olmasına" neden olan bir diğer etken de doğal afetlerdir. Doğal afetlerin içinde bulunduğumuz çağda hem sayısal hem de büyüklük olarak arttığı istatistiksel bir gerçektir. Son on yılda baş gösteren iklim değişikliklerinin yol açtığı felaketler bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Sanayi, zararlı ve istenmeyen bir yan ürün olan küresel ısınmaya sebep olmakta, giderek ısınan dünya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve böylece iklim değişiklikleri meydana gelmektedir. 1998 yılı şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olmuştur.3 Amerika Ulusal İklimsel Veri Merkezi'nin kayıtlarına göre de en fazla iklimsel afet 1998'de meydana gelmiştir.4 Örneğin gözlemciler, 1998'deki Mitch Kasırgası'nın Orta Amerika'nın tarihinde meydana gelen en kötü felaket olduğunu belirtmişlerdir.5

Son yıllardaki kasırga, fırtına, tayfun ve hortum gibi felaketler başta Amerika kıtası olmak üzere dünyanın birçok yerinde yıkıcı zarara neden olmuştur. Bunlara ek olarak seller de bazı yerleşim merkezlerinin sular ve çamur altında kalmasına yol açmıştır. Ayrıca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalarının yaptığı büyük tahribatlar da unutulmamıştır. Sonuç olarak, tüm bu afetlerin "büyük şehirlerde" sebep olduğu yıkımlar önemli birer işaret olmuşlardır.


Kaynaklar

1 Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s. 360, Şaban Döğen, Hz. Mehdi ve Deccal, Gençlik Yayınları, İstanbul, 1998, s.15
2 Britannica Encyclopedia 2000, "The blast of World War II"
3 BBC News Online, "The first horseman: Environmental disaster", Aralık 1999, http://news.bbc.co.uk/hi/english/sci/tech/newsid_563000/563127.stm
4 National Climatic Data Center, "Billion Dollar U.S. Weather Disasters", Ekim 2000,
http://www.ncdc.noaa.gov/ol/reports/billionz.html
5 M. Encarta Encyclopedia 2000, "Central America"

Masaüstü Görünümü